Dava konusu araca ilişkin satış sözleşmesinde borçlu şirket vekili olan kişinin, aracı satın alan kişinin oğlu olması, takip tarihinden kısa bir süre sonra bu satış işleminin yapılmış olması ve aynı aracın daha sonra davacı üçüncü kişiye satılmış olmasının muvazaalı işlem kabul edilerek mahkemece “istihkak davasının reddi” doğrultusunda karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Haczedilen bilezik, kolye, küpe gibi ziynet eşyalarının niteliği gereği kadına ait sayılacağı-
Taşınır rehinin –kanunda açık bir hüküm bulunmamasına rağmen- ileride doğacak ve koşula bağlı alacakları güvence altına almak için de kurulabileceği kabul edilmekte olduğundan, banka ile müşterisi arasında imzalanan çerçeve sözleşmede yer alan rehin hakkının, bankanın kendi borçlusuna karşı ileri sürebileceği gibi, borçlusunun alacaklısına karşı da istihkak iddiası olarak ileri sürebileceği-
Borçlu ile üçüncü kişi arasındaki ticari ilişkinin “işletme devri” niteliğinde olması ve İİK.’nun 44. ve TTK.’nun 202. maddesindeki koşulların yerine getirilmemiş olması halinde işletmeyi devir alan üçüncü kişinin TBK.’nun 202. maddesi uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olacağı-
«İş makinaları» 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun değişik 22/c-2 ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 29/a-4-2 maddeleri uyarınca ticaret ve sanayi odalarına tescili zorunlu araçlar olduğundan, satış ve devirlerinin ancak noterler veya trafik şube ve bürolarınca yapılabileceği (eğer; iş makinasının ticaret ve sanayi odasında kaydı yoksa, satış ve devir işleminin «sahiplik belgesi» esas alınarak, yine noterler veya trafik şube ve bürolarınca yapılabileceği)–
Haciz mahallinde borçluya ait evrak/eşya bulunması halinde orasının borçlunun evi ya da işyeri sayılacağı ve oradaki malların keza borçluya ait sayılacağı; bu durumda İİK.’nun 97/a maddesindeki “mülkiyet karinesi”nin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına sayılacağı-