Tasarrufun iptali davalarında davalılar arasında "zorunlu dava arkadaşlığı" bulunduğu, zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini hep birlikte yapmak zorunda olduklarından, ilk itirazlardan olan "yetki itirazı"nın da davalılarca birlikte ileri sürülmesi gerekeceği, yalnız bir veya birkaç davalı yanca ileri sürülen yetki itirazının sonuç doğurmayacağı-
Davalı borçlu ile damadı üçüncü kişi arasındaki dokuz adet taşınmaz satışı ve sonrasında üçüncü kişinin muvazaalı borç senedi ile hakkında icra takibi yaptırarak taşınmazlara haciz konulmasına ilişkin tasarrufların iptalinin talep edilebileceği- İİK 282 gereğince, davacı vekiline muvazaalı senet alacaklısı dördüncü kişiyi davaya dahil etmesi için süre verilmesi, dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi veya kötü niyetli olduğunun ispatlanamaması halinde, İİK 283/2 uyarınca değerlendirme yapılması gerektiği-
İİK. 278 uyarınca tasarrufun iptali davasının kabul edilebilmesi için “tasarruf tarihi ile haciz veya aciz (yahut iflas) tarihi arasında iki yıllık sürenin geçmemiş olması gerektiği; ayrıca mahkemece olayın İİK. 280 bakımında da (davalı-üçüncü kişinin kötüniyetli olup olmaması ve yapılan tasarrufun hayatın olağan akışına uygun olup olmaması bakımından da) değerlendirilmesi gerekeceği- Olayda İİK. 278’deki iki yıllık sürenin geçmiş olması halinde, İİK. 278’e göre İİK. 280’de öngörülen “üçüncü kişinin, borçlunun mal kaçırma kasdını bildiği ya da bilebilecek durumda bulunduğu”nun kanıtlanmamış olması halinde de İİK. 280’e göre iptal kararı verilemeyeceği- “Tasarruf tarihi”nden, “aciz vesikası” veya “iflasın açıldığı” tarihe kadar iki yıllık süre geçmiş olsa dahi, mahkemece hemen davanın bu nedenle reddedilmeyip, İİK. 284’deki beş yıllık hak düşürücü sürenin de geçmiş olup olmadığının irdelenmesi gerekeceği–
"Takip konusu borcun haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası sonucunda verilen kararın kesinleştiği tarihte" değil, "haksız fiilin işlendiği tarihte" doğmuş sayılacağı–
İptâl davasında, "borçlu" ve "borçlu ile hukuki ilişkide bulunan üçüncü kişiler", "kötüniyet sahibi üçüncü (dördüncü) kişiler" ve "bunların mirasçıları"nın 'zorunlu dava arkadaşı' durumunda olduğu, mahkemenin bu kişilerin "davalı" olarak gösterilmiş olup olmadığını kendiliğinden araştıracağı ve eğer "davalı" olarak gösterilmemişlerse, kendilerine dava dilekçesi gönderilerek davaya dahil edilmeleri için davacıya süre verilmesi gerekeceği–
Kamu alacağından dolayı tasarrufun iptali davalarının -6183 s.K. 25 ve İİK 282/II uyarınca- "borçlu", "borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler" ile "bu kişilerin mirasçıları"na ve "kötüniyetli dördüncü kişiler"e karşı açılacağı–
Kendisine karşı tasarrufun iptali davası açılabilecek olan -6183 s.K.'nun 25. maddesinde bahsedilen- "kötü niyetli üçüncü kişiler"den maksadın "iptal davasıan konu malı borçlunun, alacaklısından mal kaçırmak amacıyla temlik ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişiler" olduğu–
Doğrudan doğruya borçlu değil de, borçlunun sattığı kişiden dava konusu taşınırı/taşınmazı satın almış olanlar (4. kişiler) hakkında iptâl davası açılabilmesi (ve yargılama sonunda iptâl kararı verilebilmesi) için "bu kişilerin kötüniyetli olduklarının, davacı-alacaklı tarafından kanıtlanması" gerekeceği–