TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > - IV. Özel durumlar > - 1. Ölüm ve bedensel zarar > Madde 54 - b. Bedensel zarar
Davacıların maddi tazminat istemlerinin yanında, davalı yönünden manevi tazminat istemlerinin bulunduğu, davacılar ile davalı Sigorta Şirketi arasında, 20.05.2015 tarihinde ibraname ve sulh anlaşması yapıldığı, ancak bu anlaşmaya göre davacıların manevi tazminata ilişkin talepleri yönünden herhangi bir sulh ve ibranın söz konusu olmadığı anlaşıldığından mahkemece, davacıların manevi tazminat talepleri bakımından olumlu ya da olumsuz hüküm tesis edilmemesinin, usul ve yasaya uygun düşmediği-
"Bir usul işlemi ile taraflardan biri yararına doğmuş ve uyulması zorunlu olan hak" olarak tanımlanan usuli müktesep hakkın çeşitlerinden biri de hükmün taraflardan birinin temyizi ile gerçekleştiği; bu nedenle taraflardan birinin temyizi üzerine kararın bozulması ve mahkemece bu bozma kararına uyulması durumunda artık o tarafın aleyhine hüküm verilemeyeceği- Mezkur bozma ilamı ile kararı temyiz eden davalı yararına maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden usuli müktesep hak oluştuğu; ikinci kararda bozma ilamına uyulmasına rağmen ilk kararda hükmedilen maddi tazminattan daha üst düzey bir tazminata hükmedildiğinden davalının yararına oluşan usuli müktesep hakkın ihlaline neden olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi (şikayetlerle dava konusu kaza ile illiyeti olup olmadığının belirlenmesi) gerektiği-
Trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat; birleşen dava ise trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davada; davacı tarafından davalı ve dava dışı sigorta şirketi aleyhine bakiye maddi tazminatın tahsili için dava açıldığı, anılan dava dosyasının, eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, ancak mahkemece birleşen dava dosyası hakkında herhangi bir karar verilmediği, bu husus, HMK'nun 297. maddesinin 2. fıkrasındaki "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." şeklindeki emredici düzenlemeye aykırılık teşkil ettiği için mahkemece, açıklanan yönler gözetilmeyerek birleşen dava ile ilgili herhangi bir karar verilmemiş olmasının usul ve yasaya uygun düşmediği ve kararın bozulması gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davada; mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, bozma gereğinin kısmen yapılmadığı; olayın gelişimi, tarafların durumu gözetildiğinde, hatır taşıması nedeniyle yapılan indirim miktarının az olduğu anlaşıldığından, daha üst düzeyde hakkaniyet indirimi yapılmak üzere hükmün bozulması gerektiği-