Borçlu hakkında başlatılan iflas yolu ile adi takibin borçlunun itirazı ile durmasından sonra, alacaklının yatırdığı peşin harcın, alacaklı tarafından açılan iflas davası sırasında mahkemeye yatırılacak harca mahsup edilmesi gerekeceği–
Hukukumuzda iflâs yoluyla takibin kural olarak tacirlere hasredilmiş olduğu, borçlunun iflâsa tabi olup olmadığı hususunun, bu yönden bir itiraz olmasa dahi mahkemece doğrudan doğruya araştırılacağı–
Sözleşmeye göre mevcut bir borç karşılığı düzenlenmiş olan senedin "teminat senedi" olarak kabul edilmemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı–
Kambiyo senedini "kefil" olarak imzalayan gerçek kişilerin bu imzaları nedeniyle "tacir" sayılmayacakları, ayrıca "sermaye şirketi ortağı veya yöneticisi" olmanın iflâsa tabi olmak yönünden yeterli olmadığı–
Senetteki imzaların borçlu kooperatifi borç altına sokmadığının saptanması halinde, kooperatif hakkında açılan iflâs davasının reddine karar verilmesi gerekeceği–
İflâs yoluyla takibin "Ticaret Kanunu uyarınca tacir sayılan" veya "tacirler hakkında hükümlere tabi bulunan"lar ile "özel kanunlarına göre tacir olmadıkları halde iflâsa tabi bulunduğu bildirilen" gerçek ya da tüzel kişiler hakkında yapılabileceği–
Büyükşehir belediye sınırlarındaki ticaret mahkemelerinin görev alanının, büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalan ilçeleri de kapsadığı–
Kambiyo senetlerine özgü iflâs yoluyla takibe itiraz edilmesi üzerine açılan "itirazın kaldırılması ve iflâs davası", İİK.nun 67. maddesinde öngörülen "itirazın iptâli davası niteliğinde olmadığından, yargılama sonunda "itirazın iptâline ve takibin devamına" şeklinde karar verilemeyeceği–