Birden fazla isim tashihi yapılamayacağı gerekçesiyle reddedilen davanın "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir" şeklindeki hükme dayanmakta olup, bu hüküm Anayasa Mahkemesinin 30.03.2012 tarihli 2011/34-48 sayılı kararıyla iptal edildiğinden bu hükme dayanılarak davanın reddedilemeyeceği-
Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin başvurunun, vekil eliyle yapılan durumlarda vekilin vekaletnamesinde bu konuda özel yetkinin bulunması gerektiği- Hastaneden alınan raporda, davacının yaşının 22-25 yaş aralığında olduğu belirtilmiş olup, söz konusu rapor tanık beyanları ve resmi belge niteliğindeki İlkokulu Müdürlüğünün yazısına aykırı olduğundan sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için; mahkemece, davacının önceki raporla birlikte bir Eğitim Araştırma Hastanesine sevk edilerek yeniden rapor aldırıldıktan sonra belirlenmesi gerektiği-
Nüfus kaydının düzeltilmesi davasının, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davası olduğu ve böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüşmeyeceği- Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılacağı-
Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması hususunun kamu düzeni ile yakından ilgili olduğu- Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan hakimin re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahip olduğu-
Soybağını ilgilendiren nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, davacının babası olduğu ileri sürülen kişinin ölü olup olmadığının araştırılması sağ ise davaya dahil edilmesi, ölü ise ve varsa mirasçılık belgesi temin edilerek mirasçılarının bu davanın sonucundan hukuklarının etkileneceği gözetilerek davalı sıfatı ile davaya katılmaları gerektiği- Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması hususunun kamu düzeni ile yakından ilgili olduğu- Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan hakimin re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahip olduğu-
Kovuşturma evresinde mağdur veya sanığın yaşının ceza hükümleri bakımından tespiti ile ilgili bir sorunla karşılaşılması durumunda mahkemenin ilgili yasada belirlenen usule göre bu sorunu çözerek hükmünü vermesi gerektiği bu nedenle somut olayda; Asliye Hukuk Mahkemesince doğum tarihinin düzeltilmesi ile ilgili davaya Ağır Ceza Mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin davanın, kamu düzenini yakından ilgilendirdiğinden, hâkimin maddi olguları re’sen araştıracağı, kanıtları serbestçe takdir edeceği ve bu davaların, her türlü kanıtla ispatlanabileceği-
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davaların diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakimin istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre doktor raporları, tanık anlatımları ve diğer belgeleri birlikte değerlendirerek öteki kayıtlarla çelişki yaratmayacak şekilde karar vermek durumunda olduğu-
Hakimin nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken bu kayıtlar arasında çelişki yaratmamaya ya da hayatın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek durumunda olduğu-
Nüfus kütüğünde yazılı olan doğum tarihinin, sağlık kurulu raporu esas alınarak, varsa kişinin kardeşlerinin doğum tarihleri ile de çelişmeyecek biçimde düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-