Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması hususunun kamu düzeni ile yakından ilgili olduğu- Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan hakimin re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahip olduğu-
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davanın, tarafların gösterecekleri delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddedilemeyeceği-
Nüfus kütüğünde yazılı olan doğum tarihinin, sağlık kurulu raporu esas alınarak, varsa kişinin kardeşlerinin doğum tarihleri ile de çelişmeyecek biçimde düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması hususunun kamu düzeni ile yakından ilgili olduğu- Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan hakimin re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahip olduğu- Doğum ve ölüm vukuatının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu ve nüfusta kaydı bulunmayan davacının nüfusa tescili sırasında kendi adı ile tescil edilebileceği-
Birden fazla isim tashihi yapılamayacağı gerekçesiyle reddedilen davanın "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir" şeklindeki hükme dayanmakta olup, bu hüküm Anayasa Mahkemesinin 30.03.2012 tarihli 2011/34-48 sayılı kararıyla iptal edildiğinden bu hükme dayanılarak davanın reddedilemeyeceği-
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre karar vermek zorunda olduğu-
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorunda olduğu-
Davacının nüfus kayıtlarında babalık ilgisi kurulduktan sonra mirasçılık belgesi alabileceği-
Adli Tıp Kurumundan alındığı anlaşılan fakat temin edilemeyen rapor esas alınmak suretiyle hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Nüfus kayıtlarındaki değişikliğe ilişkin davalar kamu düzeni ile yakından ilgili olup, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Sağlık kurulu raporunda klinik ve radyolojik olarak 16 yaş sonlarında olduğunun bildirildiği, dinlenen tanığın da adı geçenin 1998 yılının ocak ayında doğduğunu beyan ettiği anlaşıldığından; mahkemece, küçüğün doğum tarihinin sağlık kurulu raporu esas alınarak, kardeşlerinin doğum tarihleri ile de çelişmeyecek biçimde düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-