Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, değişiklikten etkilenecek olan tüm mirasçıların davaya katılması sağlanarak ve DNA testi yaptırılıp alınacak rapor gözetilerek karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; babanın ölümünden üç yılı aşkın bir süre sonra K.'in doğmasını, Türk Medeni Kanunu’nun 285. maddesi uyarınca K.'in annenin İ. ile olan evliliği içinde doğmuş ve İ.'in yasa gereği baba sayılmasının kabulünü gerektiren ve annenin İ. ile olan evliliğinden olan çocuğu nedeniyle bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğunun bulunduğu-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt tarafların kabulleri ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin doğru olmadığı-
Davacının gerçek anne ve babasının tespiti bakımından davalılar yönünden DNA testi yapılarak oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesinin gerekeceği-
Nüfus düzeltim davasının taraflara tefhim edilen kısa kararında "davanın reddine" denildiği halde gerekçeli kararda, HMK'nun 297. maddesine aykırı olarak hüküm sonucu gösterilmediğinden, diğer hususlar incelenmeksizin mahkeme kararının bozulması gerekeceği-
Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakimin istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve diğer kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek durumunda olduğu-
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunmasının ve kararın onların önünde verilmesinin zorunlu olduğu, mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan karar verilen son celsede nüfus idaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacağı-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunda olduğu-