Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan icra takibinde, borçlu vekilinin, mahkeme adı ve dosya numarasını açıkladığı davanın duruşması nedeniyle oturuma katılamayacağını belirterek mesleki mazeretinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği, bu şekilde dilekçesinde ispata yarar bilgilere yer vermek suretiyle mazeretini haklı nedene dayandırmaya çalıştığından, mahkemece, borçlu vekilinin oturum için bildirdiği mazeretinin yerinde olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Şirketin yetkili temsilcilerin müşterek imzası ile temsil edildiği, takip dosyasında senette yetkili temsilcilerin müşterek imzası yerine tek imzanın bulunması sebebiyle borçlu şirketin sorumluluğunun bulunmadığının kabulü ile sadece borçlu şirket yönünden takibin durdurulmasına karar verileceği-
Borçluların mirası reddetmeleri sebebiyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, borca itirazın ise takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine yapılması zorunlu olduğundan yasal bu süreden sonra yapılan başvurunun mahkemece süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borca ve yetkiye itiraz eden borçlunun öncelikle yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi, yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde diğer itiraz nedenlerinin değerlendirilmesi gerektiği-
Takip dayanağı bonoların alacaklıya teminat senedi olarak verildiği yönündeki iddianın, borca itiraz olduğu ve mahkemece mutlaka duruşma açılması ve itirazın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği-
Sunulan dekontların kısmi ödeme iddiasını kanıtlamaya yeterli ve dolayısıyla İİK'nun 169/a-1 maddesine uygun nitelikte belgeler olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, borca itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Muhatabın tevziat saatinde nerde olduğu, adrese dönüp dönmeyeceği TK'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliğinin 30.maddeleri gereğince araştırılmadığı ve komşunun isminin tespit edilmediği, böylece tebligatın, TK'nun 21/1. maddesine göre de usulsüz olduğu-
Somut olayda itiraz eden keşideci borçlu, okuma yazma bilmediğini, imza yerine parmak bastığını iddia etse de, okuma yazma bilmemenin senet tanzimine engel olmadığı-
Borçlu kendisini bir vekil aracılığıyla yargılamada temsil ettirmediğinden borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Takibin yapıldığı icra dairesi borçlu şirketin yerleşim yerindeki ve onun için genel yetkili icra dairesi olduğundan, borçlu diğer şirketin yetkiye yönelik itirazı yerinde olmayıp, mahkemece, borçlunun yetki itirazının reddine karar verileceği-