TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > - IV. Özel durumlar > - 1. Ölüm ve bedensel zarar > Madde 56 - d. Manevi tazminat
Taksirle ölüme neden olma eyleminden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin davada; mahkemece verilen ilk kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, adı geçen davalının tüm temyiz itirazlarının bozma ilamı ile reddedildiği, dolayısıyla ilk kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla; mahkemece, adı geçen davalı bakımından “hüküm tesisine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yeniden hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı ve kararın bu sebeple bozulması gerektiği-
Resmî nikâh olmaksızın yapılan evlilik sonrası gerçekleşen ayrılık nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davada; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3. maddesinde manevi tazminat davalarında istemin tamamının reddi durumunda avukatlık ücretinin tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacağı düzenlenmiş olup, bu durumda; açılan manevi tazminat davası tümden reddedildiğinde, davalı lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada; tarafların gayrı resmi birlikte yaşadıkları, bu birlikteliklerinden bir çocuklarının olduğu, davalının resmi nikâh yapmaya yanaşmadığı ve dava dışı bir kadınla evli olduğu, müşterek çocuğu ise mahkeme kararıyla tanıdığı hususları sabit olup, reşit olan davacının, resmi nikâh olmaksızın davalı ile rızası ile birlikte yaşadığı gözetildiğinde bu durumun, tek başına manevi zarar doğurduğu sonucuna ulaşılamayacağı; ancak, davalının müşterek çocuğu benimsemeyip babasız büyümesine sebebiyet vermesi, davacının çocuğun doğumundan itibaren ebeveynlik görev ve sorumluluğunu tek başına üstlenmek zorunda kalması, davalının babalık sorumluluğundan kaçınması hususları göz önüne alındığında, davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın tümden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun düşmediği-
Haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davada; davacılar vekilinin ilk mahkeme ilamını temyiz etmediği dikkate alındığında, ilk hükümde verilen miktarların davalılar aleyhine arttırılmasının doğru olmadığı, yapılacak arttırımın ilk kararda hükmedilen manevi tazminat tutarlarını aşmaması gerektiği, mahkemece bu durum gözetilmeksizin davalıların usulü kazanılmış hakkını ihlal eder şekilde tazminat kapsamı belirlenmesinin usul ve yasaya uygun düşmediği-
Kaza tarihi dikkate alındığında, ölümlü trafik kazasına dayalı davada (desteğin annesi, babası ve eşi için 50.000,00'er TL, kardeşi için 30.000,00 TL olarak) takdir olunan manevi tazminatların “bir miktar fazla” olduğu-
Uyuşmazlığın iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin davada davalıların hukuki sorumlulukları ve taktir edilen maddi ve manevi tazminatın miktarlarına ilişkin olduğu - Söz konusu uyuşmazlıkta davacıların davalıdan gerçekleşecek kusur oranında bir talepte bulunduğunu ileri sürmenin mümkün olmadığı, zira davacıların kendilerinin tamamen kusursuz olduğundan söz ederek zararlı sonucu meydana getiren müteselsil borçlular aleyhine açtığı bir davada zararının tümünü talep etmesinin örtülü olarak değil, aksineteselsül kuralına açık bir şekilde dayandığının belirgin bir kanıtı olduğu- o halde müteselsilen sözcüğünün dava dilekçesinde kullanılmamış olmasının sonuca etkili olmadığı - Dolayısıyla davada teselsül kuralına dayanıldığı gözetilerek, dava dışı üçüncü kişinin kusuruna düşen zarardan da istihdam ettiği işçisinin zararın ortaya çıkmasındaki müşterek kusuru nedeniyle davalı işverenin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği - Söz konusu dosya kapsamında davacıların talebinin sadece davalıların kusuru ile sınırlı olduğunun kabul edilmesinin mümkün olmadığı, aksine dava dilekçesinden davacıların davalılar dışındaki kişilerin sorumluluklarına karşı da davalıların müteselsil sorumluluğuna başvurduklarından söz konusu kurumlar hakkında dava açılmamış olsa da, bilirkişi raporundan söz konusu kurum ve kuruluşların hepsinin söz konusu kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduklarından dolayı haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğinden zarar gören alacaklıların borcun tamamını bilirkişi raporunda kusuru olduğu belirtilen kişilerin herhangi birinden talep edebileceği-
Meydana gelen trafik kazası sonucu davacının annesi olan murisinin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kazanın meydana geldiği tarih de göz önünde bulundurularak davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde (70 bin TL.'den) daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-