20. HD. 11.12.2019 T. E: 2017/7106, K: 7357-
Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemi-
Ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de, genel arazi kadastrosu sırasında taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, daha sonra intikal yoluyla davacıya geçtiği, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK. mad. 1007 kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararlarının karşılanması gerektiği- Davacının oluşan zararını ile ilgili olarak, arazi niteliğinde olan taşınmaza net gelir metodu ile tapunun iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihe göre değer biçilmeye çalışılmasında yöntem olarak bir isabetsizlik bulunmadığı- Mahkemece çevre parsellere ilişkin emsal kararları araştırılmaması, kapitalizasyon faiz oranını % 5 kabul eden ve yine dava konusu taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına ilave edilecek objektif değer artırıcı unsurun % 30'dan yüksek olması gerektiği halde, düşük objektif değer artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna hüküm kurulmuş olması ve 2007 yılı esas ilçe tarım müdürlüğü verilerinin getirtilerek bilirkişi raporunun denetlenmesi gerekirken il tarım verilerinin getirtilmesi ile yetinilmesinin hatalı olduğu-
TMK. mad. 1007 uyarınca açılan davalarda zarardan Hazinenin sorumlu olduğu- Asıl davada, davacı yanca, Orman Yönetimine husumet yöneltilerek dava açıldığından Orman Yönetimi yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddi doğru ise de, tazminat davasında Orman Yönetimi ve Hazine arasında mecburi dava arkadaşlığı olmadığına ve Hazinenin sonradan davaya dahil edilmiş olmasının ona taraf sıfatı kazandırmayacağına göre hakkında usulunce açılmış bir dava bulunmayan Hazine aleyhine tazminata hükmolunmasının hatalı olduğu-
Ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de, tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturularak, tapu sicilinin hatalı olarak tutulması halinde, TMK. mad.1007 kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararın karşılanması gerektiği- Hükme dayanak yapılan ziraat bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, çekişmeli taşınmazın arazi niteliğinde bulunduğu belirtilerek zirai gelir yöntemiyle 2012 yılındaki değeri belirlenmişse de, gerçek zararın, tapu iptal kararının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanmasının zorunlu olduğu; mahkemece 2012 yılı resmi rakamları esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Davacı ıslah dilekçesi ile toplam miktar için dava tarihinden itibaren faize karar verilmesini talep etmiş ise de, mahkemece verilen ilk hüküm davacı tarafça temyiz edilmediğinden ıslah edilen kısım için ıslah dilekçesinin verildiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren faize hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu-
Tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemi-
Kusursuz sorumluluk şeklinde düzenlenen Devletin sorumluluğu, ancak zarar ile uygun nedensellik bağının kesildiğinin kanıtlanması durumunda ortadan kalkacağı, mahkemece devletin tapu sicilinin tutulmasındaki kusursuz sorumluluğu ile, davacı kişinin tapu kaydında yer alan orman şerhini görerek taşınmazı satın almasında zarar görenin ağır kusurunun bulunup bulunmadığı, uygun nedensellik bağının kesilip kesilmediği hususları tartışılıp değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
20. HD. 04.12.2019 T. E: 2017/6322, K: 7114-
Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemi-