Alacaklının takipten önce ödemeden haberdar olmaması halinde, takip yapmakta haklı olduğu- TBK. mad. 100 uyarınca, yapılan ödemenin öncelikle takip masrafları (icra vekalet ücreti dahil) ve faize mahsup edileceği göz önünde bulundurularak bakiye alacağın belirlenmesi gerektiği- Takip masrafları dikkate alınmadan hesaplama yapıldığı anlaşılan ek bilirkişi raporuna itibar edilmesinin hatalı olduğu-
İİK'nun 33/2. maddesinin ilk cümlesi uyarınca, icra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma isteklerinin her zaman yapılabileceği, bu düzenlemeye göre, icra emri tebliğinden sonraki döneme dair ödeme itirazlarının süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilmesinin mümkün olduğu, o halde mahkemece, borçlunun takas-mahsup iddiası değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Hüküm tarihi ile kararın taraflara tebliğ tarihi arasında on yıldan fazla süre geçtiği, hükmün verildiği tarihten itibaren on yıl geçmekle ilamın zamanaşımına uğradığı, davalının "bu on yıllık sürenin geçmesinden sonra ilamın zamanaşımına uğradığını" ileri sürerek hükmü temyiz etmiş olduğu gözetildiğinde, mahkemece "ilamın zamanaşımına uğradığı" nazara alınarak yeniden hüküm kurulması gerektiği- İlam zamanaşımına uğramış olsa bile, temyiz edilip Yargıtay tarafından bozulmadıkça davanın tekrar ele alıp zamanaşımı nedeniyle reddedilemeyeceği-
İcra emrinin tebliğ üzerine borçlunun 7 gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya ihmal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği-
Aynı alacakla ilgili diğer dosyada yapılan ödeme ve verdi dairesine yapılan ödemeler incelenerek itfa itirazının değerlendirilmesi gerektiği-
Mahkemece; Yargıtay .... Hukuk Dairesi'nin karar düzeltme ilamında, ödemeye ilişkin itirazın mahkemece bozmadan sonra değerlendirilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen bu hususun gözden kaçırıldığı görüldüğünden, mahkemece, borçlunun itfa itirazı konusunda inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Vekil ile takip edilen işlerde, tüm tebligatların vekile yapılacağı, Yasa'da belirtilen sürelerin de vekile yapılan tebligat ile başlayacağı-
Takipten önce dosya borcunun tamamının ödendiği ve alacaklı yanın da ödemeden haberdar olduğu anlaşılmakla İİK'nin 33. maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
Mahkemenin gerekçeli kararında borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulüne ilişkin gerekçe bulunmadığı görülmüş olup, bu şekilde hüküm tesisinin yasaya aykırı olduğu-
Alacaklı tarafından, borçlu aleyhine aile mahkemesinin nafaka ilamına dayalı olarak tedbir nafakası (kesinleşme sonrası yoksulluk nafakası olmak suretiyle) alacağının tahsili için ilamlı takip başlatıldığı, takibin kesinleşmesinden sonra, alacaklının nafaka arttırım talebi nedeni ile yine aile mahkemesi tarafından verilen ilamı ile anılan nafakanın arttırılmasına hükmolunarak, aylık artırılan miktardaki yoksulluk nafakasının borçludan tahsiline karar verildiği ve borçluya aynı takip dosyası üzerinden icra emri gönderildiği, fakat; borçlunun; "her ay düzenli ve eksiksiz ödeme yaptığı, anılan icra emrinde fazla hesaplanan nafaka bedeli olduğu" şikayeti ile anılan ikinci icra emrinin iptalini talep ettiği, mahkemece; bilirkişi raporu hükme esas alınarak; şikayetin kısmen kabul ve kısmen reddine, düzenlenen icra emrinde fazladan talep edilen miktar yönünden iptali ile takibin toplam ... TL yönünden devamına ve fazlaya ilişkin talebin reddine" hükmolunduğu görülmekle, mahkemece, öncelikle; tarafların sunmuş oldukları tüm delillerin (banka dekontları ve sair yazılı belgeler), anılan mahkeme ilamları ve takip dosyasının da birlikte değerlendirilmesi ile "nafaka alacağının arttırılmasına kadar yapılmış ödemelerin ayrı olarak tespiti" ve ortaya çıkan sonuç ile iptali istenen icra emrinde yazılı nafaka alacağının uyuşup uyuşmadığının belirlenmesi ile gerektiğinde bilirkişiden ek rapor istenmesi ile oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği-