Boşanmayı isteyebilmek için daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkının olduğu, olayda mevcut olaylara göre, evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı, ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiç bir kusurun gerçekleşmediği, bu durumda davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Evlilik birliği devam ederken «zinaya teşebbüs ve mesken dokunulmazlığını ihlal» suçlarına teşebbüs etmek suçlarından mahkum olan kadın aleyhine manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
Evlenmenin kişiyi reşit kılacağı, velayeten dava açılan kişinin evli olması durumunda davalı velayet altında olmadığından babanın temsil yetkisinin olmadığı, babanın bu davada taraf olma ehliyetinin olmadığının kabul edilmesinin gerekeceği-
Tarafların «eşit kusurlu» olmaları halinde de - örneğin; kadının kocasına hakarette bulunması, kocasını bıçaklaması, kocanın karısını başkası ile aldatması, dövmesi- boşanma kararı verilebileceği–
Boşanma davasına sebep olan olaydan sonra tarafların 3 yılı aşkın süre ile birlikte yaşadıkları, bu nedenle davacının bu olayı hoşgörü ile karşıladığının kabulünün gerektiği, başkaca da evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulüne yeterli bir olay ispat edilemediğine göre davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Başka bir kadınla evlilik dışı ilişki kurarak, karısını dört çocuğu ile başbaşa bırakan kocanın, terk ettiği karısı ve çocuklarına tedbir nafakası ödemekle yükümlü olduğu–