Yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz'ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlı olduğu ve bu hususun TMK'nun (TMK) 684. maddesinde açıkca vurgulandığı- Ne var ki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceğinin öngörüldüğü, böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı ya da ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlandığı-  Bir kimse kendisine veya yasanın himâye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamayacağı- İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucunun imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğu duyduğu, hemen belirtilmelidir ki; söz konusu kanun maddeleri yapılara yönelik olduğu ne var ki, kanun koyucunun amacı hiç bir kusuru bulunmayan eski maliki korumak olduğuna göre, bu maddelerin kıyasen ağaçlara uygulanmasının adil bir yol olacağı-

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve yıkım davası sonunda, yerel mahkemece, davalı M.. D.. hakkında hüküm tesisine yerolmadığına, dahili davalılar yönünden elatmanın önlenmesi ve yıkım talebinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar dahil ...