Paydaşlığın giderilmesi davalarının, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu- Mahkemece, vasiye sulh hukuk mahkemesinden izin ve yetki alınması için dava açmak üzere süre verilmesi (TMK. mad. 462), ayrıca bir kısım davalıların vasisine dava dilekçesi tebliğ edilerek işin esasına girilmesi gerektiği-
Taraflarca imzalanmış tarihsiz protokolde ortaklığın devamına, tarafların ortaklığın giderilmesi davası açamayacaklarına dair açıkça bir düzenleme yer almadığı gibi ortaklığın devamına ilişkin resmi şekilde yapılmış bir sözleşme de mevcut olmadığından; mahkemece taraflarca yapılmış imzasız protokolun ortaklığın devamına yönelik bir sözleşme olarak değerlendirilmesi hatalı olup, davacı ve davalılar adına paylı mülkiyet hükümlerine tabi olan taşınmaz için mahkemece yerinde keşif yapılarak öncelikle davalı ve davalının aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesine ilişkin taleplerinin kat mülkiyeti kurulması suretiyle ortaklığın giderilmesi isteğini de kapsadığı kabul edilerek bu yönde araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalının almış olduğu pay karşılığında paya isabet eden bir bağımsız bölüm bulunmadığından, paydaşlar arasında fiili taksim olduğunu kabul etmenin mümkün olmayacağı-
Alacaklı bankaların –Katma Değer Vergisi Kanununun 17. maddesinin değişik (r) bendi uyarınca- alacağına karşılık borçlu ve kefilinin borçları ile ilgili olarak onlara ait taşınmazları cebri icra yolu ile alması halinde, KDV’den muaf olduğu–
Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaşın, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebileceği- Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabileceği ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı olmadığı- Davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar (davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması) dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiasının, her türlü delille kanıtlanabileceği(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)- E.tmanın önlenmesine karar verilen taşınmazlar davalı tarafından kiraya verilerek kullanıldığından, intifadan men şartının aranmadığı- 204, 329, 424, 1859 ve 2550 parsel sayılı taşınmazlar yönünden hem elatma ecrimisil istemleri bakımından inceleme yapılması; 1869, 364 ve 468 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ecrimisil isteminin kabul edilmesi gerektiği; paylı mülkiyette taşınmazın her zerresinde her paydaşın hakkı olduğu gözetilerek 1869, 364 ve 468 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davacıların payı oranında elatmanın önlenmesi şeklinde hüküm kurulması gerektiği- -
Elbirliği halindeki mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davası iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardan olup, ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Taşınmazın taksiminin mümkün olmadığı bilirkişi raporu ile belirlendiğine göre mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Yasal mirasçıların, mirasbırakandan, miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlararası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlü oldukları- Davalının elinde bulunan mirasbırakana ait hayvanlar üzerinde de miras payı oranında hakkı bulunduğu ileri sürülerek, bu mallardan da hak talep edildiğinden, bu menkul mallar üzerindeki miras ortaklığı sürdüğü müddetçe, davacıya hayvanlar sebebiyle davalının miras payı oranında bir ödeme yapması hukuken mümkün olmadığına göre, davacının mirasbırakandan intikal eden hayvanlarla ilgili isteğinin, ortaklığın giderilmesi niteliğinde (TMK. mad. 642) olduğu ve bu konuda sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Satış yoluyla paylaşılması istenilen taşınmaz üzerinde bina, ağaç ve saire gibi muhdesat (bütünleyici parça) bulunuyorsa ve bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin olarak tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat ana taşınmazın değerinde bir artış öngörüyorsa o takdirde oran kurulması ve satış parasının bu oran nazara alınarak dağıtılması gerekeceği– Buna karşın; taşınmaz üzerindeki bu muhdesatın (bütünleyici parçanın) taşınmazın paydaşlarına değil de, üçüncü kişilere ait olması halinde bu kimsenin davaya dahil edilerek, ana satış bedelinden pay verilemeyeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.