Davacının 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken açtığı davada fazlaya ilişkin hakları saklı tutmak kaydıyla 1.000,00. TL maddi tazminat isteminde bulunduğu, akabinde 18.01.2017 tarihinde verdiği talep artırım dilekçesiyle maddi tazminat talebi bakımından talebini artırdığı ancak, davanın mülga 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken açıldığı, "belirsiz alacak davası" niteliğinde olmadığı, bu nedenle de talep artırım dilekçesi ile bedelin artırılması yoluna gidilemeyeceği, davanın reddine ilişkin mahkememizin ilk kararının bozulmasından sonra tazminat hesabı belirlenmesine gidildiği, "bozmadan sonra ıslah da yapılamayacağı" anlaşıldığından, davacı vekilinin talep artırım veya ıslah niteliğindeki yeni isteminin davaya katılması yönündeki talebinin reddine karar verildiği, davalının eylemleri sebebiyle her bir bası için 2.500,00. TL, toplam 5.000,00. TL manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, tecavüzünün önlenmesine, 1.000,00. TL maddi ve 5.000,00.TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, maddi tazminata 01.07.2010 tarihinden, manevi tazminatın 2.500,00.-TL'sine 01.07.2010 tarihinden; 2.500,00.TL'sine de 01.02.2011 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verildiği-

Taraflar arasında görülen davada ... 2. F. ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 16/03/2017 tarih ve 2016/270-2017/102 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi i ...