Davacı-davalı kadının dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında usulünce maddi tazminat yönünden bir talepte bulunmadığı, daha sonra tahkikat aşaması devam ederken dilekçe ile maddi tazminat talebinde bulunduğu, davalı-davacı erkek tarafın ise bu talebe muvafakatinin olmadığı görülmekle, bu taleplerin iddianın ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu, kadının maddi tazminat talebi hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerektiği- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı-davalı kadın yararına hükmolunan manevi tazminatın az olduğu- Bozulmasına karar verilen hususlar yönünden ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılamada, temyize konu edilmeyerek kesinleşen kısımlar hakkında tekrardan hüküm kurulamayacağı, o halde, somut olayda, mahkemece bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonucunda, davacı-davalı kadın tarafından temyiz kapsamı dışında bırakılarak kesinleşen yönler bakımından yeniden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, vekalet ücreti, tazminatlar ve nafakaların mik ...