Erkeğe yüklenen ve kesinleşen kadını ve ailesini aşağılamaya yönelik söz ve davranışı karşısında, kadına “babasının eşine yönelik hakaretlerine sessiz kaldığı” kusurunun yüklenilmesinin doğru görülmediği ancak erkeğin “ben bu evliliği yürütemeyeceğim” demek suretiyle terk ettiği sabit olduğundan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu- Evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşıldığından tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olup hakkaniyet ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği-

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ile nafakaların miktarl ...