Davalıya güvenen davacının, davaya konu 24 parça taşınmazını ölünceye kadar bakma akti ile davalıya devrettiği, ne var ki; taşınmazın tapuda devri sağlandıktan sonra davalının, davacı ve eşine karşı olumlu davranışları değişmiş olup, davacı ve eşiyle artık ilgilenmediği, davacının bu şekilde iradesi yanıltılarak hileye düşmesinin sağlandığı- Davacının, temlikten sonra kendisine ve eşine bakılmaması üzerine hileye düşürüldüğünü anladığı, resmi akit esnasında aldatıldığını bilmesine olanak olmadığı gibi, bu durumu bilmesinin hayatın olağan akışına da ters olduğu- Kendisine ve eşine bakılmayacağını bilse idi zaten temlik işlemini yapmayacağı kuşkusuz olup, bakıp gözetileceğine inandırılarak temlik yapılmasını sağlama hâlinin hile olarak kabul edilmesinin gerektiği- Hâl böyle olunca; davalı adına kayıtlı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi, yargılama sırasında davalı tarafından 3. kişilere temlik yapıldığının saptanmasını halinde ise HMK'nun 125. maddesi gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-

Taraflar arasında görülen davada; Davacı, komşuları olan ve kendilerine yardım eden davalıya, eşine ve kendisine bakması karşılığı 24 adet taşınmazını ölünceye kadar bakma akti ile devrettiğini, eşine de bakılacağı inancı ile sözleşmeyi imzalaması ...