Onaylama işlemi, onaylanan imzanın ilgiliye ait oluşunu belgelendirme dışında hukuki işlemlerin içindekileri kapsamayacağından, noterin belgelendirdiği kısmın sadece imza ve tarihten ibaret olacağı- Ancak, söz konusu belgenin düzenleme şeklinde yapılması ve ilgilinin beyanında bir belgeye dayanması hâlinde ise, Noterlik Kanunu'nun 88. maddesi gereğince, o belgenin, tutanağın ayrılmaz bir parçası sayılacağından tutanağa eklenmek üzere ibrazı gerektiği- Rehin şerhinin kaldırılmasına esas teşkil eden ibranamenin düzenlenmesi sırasında, anılan belge noterlik dairesinde içeriği tutanak altına alınmak suretiyle düzenleme şeklinde yapılmış olup, ibrada bulunan ilgili de beyanında açık bir şekilde Noterliğinin işlemine dayanmış olup, tutanak içeriğinde bu belgeye dayanılmasına karşın Noterliğin bu numaralı işleminin ibrazı istenmemiş ve ibranameye eklenmemiş olduğundan, oysa ki, Noterlik Kanunu'nun 88. maddesi uyarınca dayanak belge istenmiş olsaydı, başkaca bir araştırmaya gerek kalmaksızın daha ilk bakışta gerçek rehin alacaklısının bir başka kişi (şirket) olduğu anlaşılacağından, davalının yapması gereken işlemi kanuna uygun şekilde yaptığından ve özen yükümlülüğünü yerine getirdiğinden söz edilemeyeceği- Rehin şerhi de, davalının yaptığı işleme güvenen ilgili emniyet birimlerince kaldırıldığı ve aracın dava dışı kişilere satılması nedeniyle de davacının alacağının teminatsız kaldığı ve zarara uğradığı anşaıldığından, davalı noterin ihmali ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunduğu- Araç üzerindeki rehin şerhi idarenin işlemiyle kaldırıldığından, kendi sisteminde gerçek rehin alacaklısını görme imkânı bulunan idarenin gerekli denetimi yapmadan rehin şerhini kaldırmış olması nedeniyle noterin kusurlu eylemi ile zararlı sonuç arasındaki illiyet bağının kesilip kesilmediği hususu da tartışılmış ve noterliğin bir güven kurumu olması yanında yaptıkları işlerde uzman olmaları, belge ve beyanları yaptıkları işlemlerle resmileştirmeleri nedeniyle düzenledikleri belgeye duyulan güvenin fazla olduğu, somut olayda da idari birimlerin ihmalinde bu güvenin etkili olduğu, dolayısıyla idarenin kusurunun illiyet bağını kesecek ağırlıkta olmadığının HGK çoğunluğu tarafından kabul edildiği- Davalı noterin sorumluluğunun, haksız eylemin asıl faili olduğu ve haklarında kamu davası açıldığı belirtilen üçüncü kişilerin ve bu kişilerden biri olduğu anlaşılan rehin borçlusunun ödeme aczine, haklarında takip ya da dava açılmasına bağlı olmadığı- Müteselsil sorumluluk nedeniyle zararın tazmininin davalıdan istenmesine engel bir durum olmadığı-

Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda C.. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 09.05.2013 gün ve 2012/142 E., 2013/236 K. sayılı karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 3. Hukuk ...