Takibe dayanak yapılan ................ tarihli “ Uzlaşma Tutanağı” başlığı altında düzenlenmiş olan bu tutanağın, ilam niteliğindeki belgeleri düzenleyen İcra İflas Kanunu'nun 38. maddesi kapsamında ilamlı takip yapılmasını sağlayacak ilam niteliğinde belge olarak kabulü mümkün olmadığından ilamlı takip yoluyla infaz kabiliyetinin bulunmadığı, o halde, mahkemece borçlu .............. yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İcra kefaletinin Türk Borçlar Kanunu'na göre geçerli olmaması nedeniyle icra emri gönderilemeyeceğine ilişkin şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
Eda hükmü içermeyen tespite ilişkin ilamların icra takibine konu edilemeyeceği- Davalı şirketin genel kurul kararlarının iptaline ve yönetim kurulu başkanına ödenen ücretin artırılmasına ve prim ödenmesine ilişkin ilamda likit bir miktarın ödenmesi yönünde eda hükmü oluşturulmadığından, ilamın kesinleşmesi halinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti kalemlerin istenebilmesi dışında icra yolu ile infazının mümkün olmadığı-
Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında; takip dayanağının, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesinde düzenlenen “uzlaşma tutanağı” niteliğinde olduğu değerlendirilerek, tutanağın karşılıklı edimler yüklediği ve şarta bağlı düzenlenmeler içerdiği gerekçesiyle İİK’nın 38. maddesi kapsamında belge olmadığından bahisle takibin iptali gerektiği sonucuna varılmış ise de, somut uyuşmazlıkta, takip konusu yapılan ............ Sulh Hukuk Mahkemesinin .............. sayılı kararının, 08.02.2019 tarihli arabuluculuk anlaşmasının, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/3. maddesinde belirtildiği üzere arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olduğundan bahisle, arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhi verilmesine ilişkin olduğunun görüldüğü, buna göre Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulama yerinin olmadığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu kapsamında incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İlamlı takiplerle ilgili herhangi bir şikayette, takibe dayanak belgenin ilam niteliğinde olup olmadığı kamu düzeni gereğince resen dikkate alınmasının gerekeceği-
Takibe dayanak yapılan Ankara 9. Noterliğinin 28/02/2017 Tarih, ... Yevmiye Numaralı “Ticari İşletme ve Taşınır Rehni Sözleşmesi”nin noterlikçe düzenleme şeklinde yapılmadığı, bu nedenle İİK'nın 38. maddesinde sayılan, ilam niteliğindeki belgelerden olmadığı, alacaklının rehin hakkı ve alacağının ilam niteliğinde bir belge ile tespit edilmediği, İİK’nın 150/h maddesi uyarınca taşınır rehninin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi yapılamayacağı, bu nedenle şikayetçi borçluya icra emri tebliğ edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İcra ve İflas hukuku sistemimize göre kural olarak alacağı rehinle temin edilmiş olan alacaklının, borcun ödenmemesi hâlinde öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmak zorunda olduğu- Önce rehne müracaat zorunluluğunun; borçlunun malvarlığı gereksiz azaltılmasını engellemek ve takip borçlusunun diğer alacaklılarını korumak amaçlarına hizmet ettiği- Rehin alacaklısının isterse bir alacak davası açabileceği, ancak bu durumda elde edilen ilam ile yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapabileceği- İcra ve İflas Kanunu sistemimizde alacaklı tarafından aynı borçlu aleyhine, aynı alacaktan dolayı tek takip yapılması asıl olup, “tahsilde tekerrür" kaydı içerse bile aynı anda iki takip yapılabileceğine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı- Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla borçlu aleyhine hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılması menfaatler dengesini bozacağı gibi takip ekonomisine de aykırı olacağı- Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılması hâlinde borçlu şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurarak aleyhine başlatılan ikinci takibin iptalini isteyebileceği ve bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup, süresiz şikâyete tabi olduğu- Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra gözetilmeksizin hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı-
Arabuluculuk anlaşma belgesinde; alacağın şarta bağlanması, eda hükmü içermemesi hallinde söz konusu belgenin ilamlı takibe konu edilemeyeceği (BAM Hukuk Dairelerinin Kesin Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi İstemi)-
Davaya konu trafik kazası nedeniyle uzlaşma teklifi üzerine uzlaşmanın sağlandığı, davacı tarafından fazlaya ilişkin haklar ya da sigorta şirketine başvuru hakkı saklı tutulmadan ödemenin kabul edildiği anlaşılmakla, uzlaşma tutanağının ilam mahiyetinde olduğu da değerlendirildiğinde, tazminat davası açılamayacağının kabulü gerektiği- "Karayolları Trafik Kanunu'nun 111/2 md. gereğince başvuru hakkı bulunduğu" görüşünün kabul görmediği-
İmha edilen icra dosyasının alacaklının talebi ile ihyasına karar verildiği, ancak herhangi bir belge bulunmadığı görülmüş olup, şikayetçinin borçlu olmasına neden olan icra kefaletinde zaman aşımı 10 yıl olduğundan, takibe konu bonodaki 3 yıllık  zamanaşımna göre hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-