Davalı emlakçının, gayrimenkulün tanıtımını yapmak, alıcı ile satıcıyı bir araya getirmek, tarafları satış konusunda anlaştırmak suretiyle üzerine düşen tüm edimleri yerine getirmiş olduğu ve krediyi alıp alamamanın davacının sorumluluğunda olduğu, bunda davalıya yüklenebilecek bir kusur olmadığı gözetildiğinde, davalının sözleşmede öngörülen ücrete hak kazanmış olduğu- Taşınmaz ön satış ve emlak komisyonculuğu sözleşmesi gereğince, davacı tarafından taşınmazın satış bedelinin %2’ü+KDV oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin taahhüt edildiği anlaşıldığından, cayma nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin %4’ü + KDV oranında tellallık ücretinin %2’si, davacı tarafından ödemesi gereken tellallık ücreti olup, davacının alıcı sıfatıyla sözleşme gereğince üstlendiği bu ücreti ödemekle yükümlü olduğu, bunun dışında satış bedelinin geri kalan %2’si oranındaki kısmının ise cezai şart niteliğinde bulunduğunun kabulü gerektiği- Davacı tacir olmadığından, TBK'nun 182/son (eski BK 161/son) maddesine göre hakim fahiş gördüğü cezai şartları tenkis ile mükellef olup bu hükmün hakim tarafından re'sen gözetilmesi gerektiği- Ceza koşulunun fahiş olup olmadığının, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmesi ve hüküm altına alınan ceza miktarının, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespiti gerektiği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. ...
İlgili bağlantılar