Taraflar arasında yapılan harici satış sözleşmesi mülkiyetin nakli bakımından geçersiz ise de; bu geçersizliğin, tarafların haksız iktisap kuralları altında aldıklarını iade etmelerine ilişkin yükümlülüklerinden biri olan, satış parasının iadesine yönelik faiz şartını etkilemeyeceği-
Taraflar arasında bayilik sözleşmesi bulunduğu ve bayilik sözleşmesinin 4'üncü maddesinde davalı bayiinin asgari alım taahhüdünde bulunduğu; davalı yanca bayilik sözleşmesinin 08/09/2010 keşide tarihli ihtarname ile feshedildiği; bayilik sözleşmesini fesihte haklı olup olmadığı tespit edilip daha sonra HMK.'nın 199. maddesi ve TTK.'nın 199. maddesi kapsamında delil olarak kabul edilen davacının onaylanmış bilgisayar kayıtları üzerinde inceleme yapılması gerektiği
Her ne kadar davacı tarafından kısmi dava açılmışsa da, taraflar arasındaki sözleşmede, talep edilen alacakların miktarının tespitine yarar kıstaslar ortaya konduğundan, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuyla da alacağın miktarı belirlendiğinden, alacağın belirlenmesinin mümkün olduğu, bu durumda mahkemece, dava ve usul ekonomisi bakımından HMK.'nın 115/2 maddesi uyarınca davasını tam dava olarak devam ettirmesi ve harcı tamamlatması konusunda davacı vekiline kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekeceği-
Bir davaya hangi yargı kolunda bakılacağı konusunun dava şartı olduğu, dava şartının yargılamanın her aşamasında (ilk derece ve istinaf mahkemeleri ile Yargıtayca) re'sen dikkate alınacağı, bu nedenle ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yukarıda izah edilen Kanun değişikliği kapsamında uyuşmazlık konusu davanın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Kademeli davalarda bu davaların niteliği gereği her iki istek konusunda mahkemece olumlu hüküm kurulması olanaksız olduğundan, tapu iptali ve tescil davası kabul edildiği takdirde alacak konusunda hüküm kurulmasının mümkün olmayacağı-
Acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı portföy tazminatı, haksız fesih tazminatı ve diğer alacak kalemleri ile manevi tazminat talebine-
Mahkemece duruşma oturumunda tahkikatın bittiği tefhim edilmeden (HMK. mad. 184) ve sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunulması amacı ile davet hususu (HMK. mad. 186) yerine getirilmeden, davalı vekilinin mazereti de reddedilerek, yokluğunda karar verilmiş olmasının bozma sebebi olduğu-
22. HD. 11.02.2019 T. E: 2016/5586, K: 2963-
Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaların, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerli olduğu-Kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu-Kira sözleşmesinde "süresinde yatırılmayan kira paralarının aylık %3 gecikme tazminatı ile tahsil edileceği ve ikinci yılın kirası 1.11.2009 tarihinden itibaren aylık net olarak %10 oranında artış yapılacağı" kararlaştırılmış olup, kiracı davalının tacir olmadığı anlaşıldığından, gerekirse bilirkişi incelemesi de yapılmak suretiyle davacının talebinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.