İİK.'nun 338. maddesine dayanan tazminat davasının iki yıllık yasal süre içerisinde açılmış olması nedeniyle mahkemenin 3 aylık yasal süre içerisinde şikayet hakkı kullanılmadığından bahisle şikayet hakkının düşürülmesine dair karar vermesinin isabetsiz olduğu- Mahkemece; tazminat davasının yasal sürede açıldığı hususu gözetilerek işin esasına girilerek inceleme yapılması gerektiği, 3. kişilerin, asıl borçlu şirkete, haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borçlarının bulunup bulunmadığının tespiti için taraflara ait tüm ticari defter ve belgeler ile 2012 yılına ait ticari defterlerle birlikte banka hesapları ve tarafların 2012 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin (Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1. haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihleri itibariyle borçlunun 3. şahıslardan kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine dair karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Dava dilekçesinde adı takip borçlusu olarak bildirilen kişinin gerekçeli karar başlığında sanık olarak gösterilmesinin hatalı olduğu-

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi D. K.başı tarafından düzenlenen rapor d ...