Tebligat yapılan kişinin davacının yengesi olduğu ve karşılıklı dairelerde oturdukları gerekli incelemelerle anlaşıldığından, bu durumda; davacıya yapılan İİK mad. 89/3 göre haciz ihbarnamesi tebliğinin usulüne uygun olmadığı, yerel mahkemenin tebligatın usulüne uygun olup olmadığını araştırma görev ve yetkisinin icra hukuk mahkemesinde olduğu yönündeki gerekçesininde yerinde olmadığı, açılan davanın süresinde olup olmadığının tespiti için öncelikle, usulüne uygun olarak yapılmış bir tebligat bulunması gerektiğinden, usulsüz tebligatın varlığı nedeniyle artık muhatabın öğrenme tarihi tebligat tarihi sayılıp, hak düşürücü süreler öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı-

İncelenerek gereği görüşüldü. Dava, İcra İflas Kanunu 89. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın hak düşürücü süre geçtiği için reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dav ...