Dava konusu taşınmaz 48.750,00 m² yüzölçümlü iken, sahih esasa dayanmayan yerel mahkemede görülen yüzölçümünün arttırılması davası sonucu yüzölçümünün 237.880,00 metrekareye çıkartıldığı, hem Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan yüzölçümünün arttırılması davasında hem de Kadastro Mahkemesinde açılan kadastro tespitine itiraz dava dosyasında davalı olan şahısların .............. Asliye Hukuk Mahkemesinin ......... Esas sayılı dosyanın yargılaması sırasında davaya bir diyeceklerinin olmadığını belirttikleri, yüzölçümünün arttırılması davası sonucu verilen kararın bu dosyada taraf olan komşu parsel malikleri ......... ve ........... yönünden kesin hüküm teşkil edeceği, Hazine ve başkaca bir idareyi bağlamayacağı, davacılar murislerinin 48.750,00 metrekarelik kayıt nedeniyle 189.130,00 metrekarelik yeri mülk edindiği, 33.630,00 metrekarelik kısmın adına tescil edilmediğinden bahisle 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat davası açılmış ise de, tapuya dayalı herhangi bir ayni hakkı bulunmadığından davanın reddi gerekirken, ........ tarihli bozma ilamında bu hususun tartışılmadığı bu kez yapılan incelemede anlaşılmakla; uyulan bozma ilamının maddi hataya dayandığı ve maddi hataya dayalı bozma kararının taraflar bakımından usulü kazanılmış hak oluşturmayacağı gözetilerek, TMK’nın 1007. maddesi uyarınca şartları oluşmadığından tazminat talebinde bulunulamayacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık ...