Asıl davada kooperatif üyeliğinin tespiti, birleşen davada tapu iptali ve tescil, tazminat davası bozma ilamına uyularak-
Önceye dayalı hak sahibi olan kişi, markanın tesciline itiraz etmemiş ve yapılan tescil aleyhine hükümsüzlük davası açmamış olsa bile, tescilli marka hakkı sahibi, bu işareti önceden beri marka veya sair bir tanıtma işareti olarak kullanan kişiyi, bu tanıtma işaretini önceki kapsamı ile kullanmaktan men edemeyeceği-
Davacı aynı dönem kira alacağının tahsili için açtığı davanın yargılaması sonucunda görevsizlik kararı verilmiş olduğu ancak hükmün taraflara tebliğ edilmeyerek verilen görevsizlik kararının kesinleşmediği anlaşıldığından halen derdest nitelikte olan Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin dosyası ile zamanaşımı kesilmiş olup, zamanaşımının kesilmesi halinde daha önce işleyen zamanaşımı süresi silinmiş ve yeni bir zamanaşımı süresi başlamış olacağından davacının daha önce açmış olduğu dava nedeniyle zamanaşımı süresi kesilmiş ve son davaya ilişkin dava tarihi itibariyle yeniden başlayan zamanaşımı süresi henüz dolmamış olduğundan mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık; ilk derece ve bölge adliye mahkemesince tanık deliline dayalı olarak gerçekleştiği kabul edilen vakıa hakkında yapılan temyiz incelemesinin maddi vakıa denetimi ve delil değerlendirmesi niteliğinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davanın kabulüne ilişkin hükmü Yargıtay'ın temyiz incelemesi sonucu bozup bozamayacağı noktasında toplanmaktadır..
BK.’ nun 53. maddesi gereğince; ceza mahkemesinin beraat kararı, hukuk yargıcı yönünden bağlayıcı değilse de ceza mahkemesince belirlenecek maddi olguların hukuk yargıcı yönünden de bağlayıcı olduğu-
Aynı ilamda birden çok ihtiyarî dava arkadaşı hakkında ayrı ayrı hükmedilen alacak kalemlerinin, her bir davacı yönünden borçluya karşı ayrı ayrı takibe konulmasının mümkün olduğu-  "Aynı sebep ve aynı ilamdan kaynaklı alacakların aynı takip dosyası üzerinden tahsili mümkünken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ilam alacaklılarının, her birinin kendi payına düşen kısım için ayrı takip başlatmasının hakkın kötüye kullanımı olup, usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil ettiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Anlaşmanın diğer tarafı olan eşin hüküm kesinleşinceye kadar anlaşma iradesinden dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığından, anlaşmalı boşanma kararı verildikten sonra hükmün temyiz edilmesi halinde, taraflara iddia ve savunmalarını bildirmesi ve delillerini sunması için imkân verilerek davaya "çekişmeli boşanma" olarak davaya devam edilmesi gerektiği-
Trafik kazasında meydana gelen yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkin talebin, aracın işleten ve sürücüsü olan davalılar K.T.K ve T.B.K hükümlerine göre trafik sigortası arasında müteselsil sorumluluk bulunup, usul ekonomisi, arada bağlantı bulunması ve davanın daha iyi bir şekilde görülüp sonuçlandırılması bakımından  Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Karar gününde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 10/3. maddesi gereğince manevi tazminat davalarının tümden reddedildiği durumlarda avukatlık ücreti, Tarife'nin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre belirleneceği-
O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından basının sorumlu tutulamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.