Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığının, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığının, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin anlaşıldığı, o halde, davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddinin doğru görülmediği-
Davalıların birden fazla olduğu iş kazasından kaynaklanan tazminat davasında davacının 6100 sayılı HMK'nun 7. maddesine göre yetki yönünden seçimlik hakkını, davalılardan birisinin yerleşim yeri iş mahkemesinde kullanmasının hukuka uygun olduğu-
Sanık olan avukatın taahhüdü ihlal suçu nedeni ile hakkında yakalama kararı bulunduğu için duruşmalara gelemediğini, katılandan cüzi bir ücret alıp hesabından harcama yapmak zorunda kaldığını beyan etmesine karşın, yaptığı harcamaların nelerden ibaret olduğunu ispat edememesi, mazeret bildirmeksizin ve başka bir avukata yetki belgesi vermeksizin duruşmalara katılmaması, dosya içerisindeki ibranameden de anlaşıldığı üzere icra takibine konu alacağı tahsil etmiş olması ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin çok üzerinde olacak şekilde tahsil ettiği parayı mal edinmesi karşısında görevi ihmal ve hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçlarının oluştuğunun kabulü gerekeceği-
Davalı kocanın, eşinin, dava dilekçesinde yer alan ifadeleri nedeniyle kişilik haklarına saldırıda bulunduğuna dair manevi tazminat isteminin, boşanma davasının eki niteliğinde olmayıp, BK. 49 kapsamında olduğu-
Haciz tehdidi altında yapılan ödeme nedeniyle istirdat ve manevi tazminat talebine-
Hakkındaki hüküm kesinleşmiş olan davalılar bakımından, mahkemenin yeniden yargılama yapması ve yeniden hüküm tesis ederek davalılara ilave sorumluluk yüklemesinin usuli kazanılmış hakkın ihlali mahiyetinde olduğu-
Davalı, cevap dilekçesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddesi kapsamında maddi ve manevi tazminat talep etmiş olup, davalının tazminat talepleri hakkında olumlu - olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Dava dilekçesine ekli belgelerden davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın şeride tecavüz ve hız kurallarını ihlal ederek asli ve tam kusurlu olduğunun anlaşılmış olduğu ve dava dilekçesinde davalı sebebiyet verdiği kaza sonucu desteğin ölümü sebebi ile desteği eşi, çocukları ve kardeşleri tarafından maddi-manevi tazminatın tahsili istendiğinden davacı tarafın tazminat istemi haksız fiile dayanmakta olduğu ve olay tarihi itibariyle muaccel hale geldiği anlaşılmakla olayda ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle talebin kabulü gerektiği-
Trafik kazası nedeniyle davacının yaralanmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası, davacının taleplerini zorunlu trafik sigortası poliçesine dayanarak davalı sigorta şirketine ve bunun yanında sürücü ile işletene yöneltileceği-. Davalı sigorta şirketi ile diğer davalı sürücü ve işleten arasındaki sorumluluk müşterek ve müteselsil sorumlu olacağı- Davanın, müşterek ve müteselsil sorumlu sigorta şirketi, sürücü ve işleten aleyhine birlikte yürütülmesi gerekirken mahkemece davalı sigorta şirketi yönünden davanın tefrik edilmesinin hatalı olacağı- Uyuşmazlığın Ticaret mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen manevi tazminat fazla olup hakkaniyet ilkesi ve erkek yararına usuli kazanılmış hak ilkesi gereğince daha uygun miktara hükmedilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.