2. HD. 17.05.2018 T. E: 2016/18201, K: 6363-
Kendisini vekille temsil ettiren davalı koca yararına karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Boşanma davasında yoksulluk nafakası ve tazminat miktarı için kusur oranı belirlenmeden bunların reddine karar verilemeyeceği-
Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerektiği-
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; kadının eylemlerinin güven sarsıcı davranış niteliğinde bulunduğu anlaşılmış olduğundan, kocanın zinaya dayalı davasının reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Hükme esas alınan ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca düzenlenen raporda, borçlu imzasının borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunun tespit edilemediği ve bu durumda, İİK. 170/3 hükmü gereğince imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Kesin sürede bildirilmeyen delillere dayanılarak kadının az kusurlu olduğunun kabulü ile erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte, davalı-karşı davacı kadından kaynaklı geçimsizliği kabule elverişli başkaca da somut sebep ve delillerin tespit edilemediği, Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinde yer alan çekilmezlik ve temelden sarsılma unsurunun erkeğin davasında gerçekleşmediği, bu durumda, erkeğin davasının reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı- Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre ilk derece mahkemesince davalı-karşı davacı kadın lehine takdir edilen maddi ve manevi tazminat ile nafakaların miktarlarının uygun olduğu ve erkeğin bu yöndeki istinaf taleplerinin reddi gerekeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran davalı-karşı davacı (kadın) yararına hükmolunan maddi tazminat az olduğundan, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerçekleştiğine göre eşit kusurlu eş yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince tazminata hükmedilemeyeceği-
Y.li gelire sahip olan davacının yoksulluğa düşeceğinin kabul edilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.