Cinsel ilişkiyi sağlayamayan kocanın, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tamamen kusurlu olduğu anlaşıldığından, davacı (kadın)ın maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulü gerekeceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kocanın, davacı-davalı kadına göre daha ağır kusurlu olduğu, durum böyleyken Mahkemece tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verileceği-
Fiziksel şiddet davranışı aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan; davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşullarının oluştuğu-
Karşılıklı Boşanma
Mahkemece, davalı kadının, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda az kusurlu, erkeğin de ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanmaya karar verilmiş ise de; dinlenen davacı ve davalı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, o halde; toplanan delillerden tarafların kusurlu olduğu kanıtlanamadığından davanın reddi gerekeceği-
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davacı-karşı davalı erkeğin eşini hırsızlıkla suçladığının, eşinin ailesine hakaret ettiğinin ve eşini sürekli aşağıladığının anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekeceği- Eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceği-
2. HD. 20.06.2019 T. E: 1697, K: 7510-
Kadının güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği, kocanın da birlik görevlerine yerine getirmediği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının daha ziyade kusurlu olduğu anlaşıldığından; davacı kocanın maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu- Velayeti anneye verilen 7 ve 17 yaşlarındaki müterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmesi ve bu hususu hakimin görevi gereği re'sen dikkate alması gerektiği- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen almak zorunda olduğundan; tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yanında bulunan müşterek çocuklar yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
4. HD. 29.05.2023 T. E: 2022/2240, K: 7102
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası az olup mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.