Devam edilen davanın boşanma davası değil, boşanmada davalı eşin kusurlu olduğunun saptanmasına yönelik tespit davası olduğu, o halde, mahkemece yapılacak işin evlilik birliği davacı erkeğin ölümü ile sona erdiğinden, konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek ve davalı kadının boşanmayı gerektirecek derecede kusurlu olup olmadığının tespiti yönünde karar vermekten ibaret olduğu-
Uyuşmazlık; ilk derece ve bölge adliye mahkemesince tanık deliline dayalı olarak gerçekleştiği kabul edilen vakıa hakkında yapılan temyiz incelemesinin maddi vakıa denetimi ve delil değerlendirmesi niteliğinde olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davanın kabulüne ilişkin hükmü Yargıtay'ın temyiz incelemesi sonucu bozup bozamayacağı noktasında toplanmaktadır..
Kadının sosyal ve ekonomik durumunun araştırılarak, kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıp çalışmadığının, çalıştığının tespit edilmesi halinde, çalışması karşılığında elde ettiği gelirin düzenli ve sürekli olup olmadığının, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığının belirlenerek, sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerektiği-
Davalı-davacı kadının açmış olduğu ziynet alacağına yönelik dava reddedildiği halde, davacı-davalı koca yararına nisbi vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasının doğru olmadığı-
Davacı-davalı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat miktarı orantısız ve çok olduğundan ve daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmayacağı-
2. HD. 31.05.2018 T. E: 2016/15113, K: 7017-
Erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, evlilik süresince eşini aldattığı, hakaret ettiği, evlilik birliğinde olması gereken saygıyı ve sadakati eşine göstermediği, ayrılık döneminde eşine ekonomik şiddet uyguladığı, buna karşılık kadının da fiili ayrılık döneminde sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiği, eşine sürekli ağır hakaretler ettiği, kavgacı ve agresif davranışlarda bulunduğu uyuşmazlıkta, tarafların kusurlu davranışları karşılaştırıldığında, eşlerin "eşit kusurlu" oldukları- "Kusurların sayısı ve niteliği itibarıyla erkek eşin daha fazla kusurlu olduğu, Özel Daire ile mahkeme arasında kusurların neler olduğu ve niteliği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı için direnme kararının temyiz incelemesi sırasında vakıalara ilişkin yeni bir delil değerlendirmesi ile yeni bir kusur eklenmesi mümkün olmadığı, kadın eş yararına tazminat ödenmesine karar verilmesi gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davacı-davalı kadının, çalışma durumunun, ne zaman çalışmaya başladığının, çalışıyor ise işinin sabit ve gelirinin sürekli olup olmadığının ve kendisini yoksulluktan kurtaracak miktarda bulunup bulunmadığının araştırılarak kadın lehine Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi uyarınca yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilip, gerçekleşecek sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- ilk derece mahkemesince, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının kabulüne ilişkin verilen kararın, davalı-karşı davacı erkek tarafından istinaf edilmemek suretiyle kesinleştiği, bu nedenle, istinaf incelemesi neticesinde bölge adliye mahkemesince erkeğin boşanma talebi yönünden "Karar verilmesine yer olmadığına" yönünde karar verilmesi gerekir iken, "Erkeğin boşanma talebinin reddi" yönünde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte erkeğin daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekmekte olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamandan kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığından tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak maddi ve manevi tazminat (TMK mad.174/1-2) taleplerinin reddinin doğru olmadığı-
Evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiği anlaşıldığından tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak; kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.