İptal davaları için yasada özel bir düzenleme öngörülmediğinden, davanın HMK'nın 6. maddesi gereğince davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerekeceği-Aynı Yasanın 7/1 maddesi gereğince de, davalı birden fazla ise davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği-İptal davaları ayni hakka değil kişisel hakka dayanan davalardan olduğundan, davanın konusu taşınmaz bile olsa HMK'nın 12. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı-İİK'nın 282. maddesi gereğince davalı borçlu ile borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan 3.kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ve zorunlu dava arkadaşları usul işlemlerini birlikte yapmak zorunda olduklarından, yetki itirazının da davalılarca birlikte ileri sürülmesi gerekeceği-Yalnız bir davalı tarafından ileri sürülen 'yetki itirazı' hukuki sonuç doğurmayacağı-Ayrıca HMK'nın 19/2. maddesine göre bu yetki kesin yetki kuralı olmadığından taraflarca süresi içerisinde usulüne uygun olarak yetki itirazı olması halinde mahkemece dikkate alınacağı-Yine aynı maddede yetki itirazının cevap dilekçesi ile ileri sürülmesi gerektiğinin belirtilmiş olduğunu-Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi dava olup HMK'nın 317/2. maddesine göre cevap süresinin dava dilekçesinin tebliğinden itibaren iki hafta olduğu-
Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu–
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 s. Kanun’un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkili ve görevli olduğundan, haczedilmezlik şikayetinin de haczi uygulatan alacaklı birimin bulunduğu yer iş mahkemesince inceleneceği- Borçlunun görev ve sıfatı gözetildiğinde, kendisinin İİK. 82/1. maddesinin 12. bendinde belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesinin gerekmediği-
Uyuşmazlık, öncelikle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın esası hakkında verilen kararın nasıl kurulması gerektiğine, kabule göre ise 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine ve uygulanan toplu iş sözleşmesi ilgili hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep konusu fark alacaklarının bulunup bulunmadığına ve hüküm altına alınan alacaklara uygulanması gereken faizin başlangıç tarihi ile türüne ilişkindir...
Nüfus siciline kaydedilmeyen çocuğun sicile tescili için gerekli işlemlerin yapılması amacıyla taraflara süre verilerek tescilinin sağlanması ve sonra çocuğun velayetinin düzenlenmesi gerekeceği-
Davacı Toki ile davalı arasında imzalanan ve davalının gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan borcunu ödememesi üzerine davacının sözleşmenin feshi istemi yönelik olup, Uyuşmazlığın niteliği itibariyle davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı, aynı yasanın 73.maddesi gözetilerek davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.