TTK. mad. 1483 vd.'nda düzenlenmiş olan zorunlu sorumluluk sigortası, Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle, davanın ticari dava olduğu (TTK. mad. 4/1-a ve 5/1) ve asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunan davaya dair mahkemece kendiliğinden görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Kira bedelinin tespiti istemine ilişkin davada; mahkemece talebi aşmayacak şekilde tespiti istenilen dönemin endeks dönemi olduğu kabul edilerek, 01/10/2013 tarihinden itibaren DİE nin 12 aylık ÜFE endeksine göre kira parasının tespitine karar verilmesi gerektiği-
Temerrüt nedeni ile tahliye ve alacak istemine ilişkin davanın sulh hukuk mahkemesinde; ecr-i misil alacağına yönelik davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği- Görevin yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği-
İhtiyati haciz kararına karşı itirazı düzenleyen İİK'nın 265. maddesinde, mahkemenin yetkisinin itiraz edilebilecek nedenler arasında sayıldığı, yine aynı maddede borçlunun, ihtiyati haciz kararına huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği düzenlenmiş olup, dosyada yapılan incelemede haciz tutanağının borçlulara tebliğine ilişkin bir tebligat parçası olmadığı gibi bu yönde bir iddianın da bulunmamasına göre talep eden vekilinin ihtiyati haciz kararına itirazın süresinde yapılmadığına ilişkin istinaf itirazı yerinde olmadığı gibi borçluların ikametgahı ve kazanın meydana geldiği yer itibariyle ihtiyati haciz talebinde bulunulan İzmir Mahkemelerinin yetkili olmadığı da anlaşıldığından mahkemece bu gerekçeye dayanan itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına dair verilen kararda bir isabetsizlik olmadığı-
Boşanma kararı kesinleşmesine rağmen davacıya ait konutta davacının rızası hilafına haksız olarak oturmaya devam ettiği iddia edilen davalı eski eşe karşı açılmış ecrimisil davasının (dava dilekçesinde, davalı aleyhine 15 aylık kira parasının ödenmesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmiş ise de) asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Hizmet tespiti istemine ilişkin açılan davada, yasal dayanak 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olduğundan, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği- Davacının 01.04.2008-27.07.2008 tarihleri arasında sürekli ve asgari ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesine rağmen gerekçede 2008 yılında 01.04.2008-18.08.2008 tarihleri arasında davalı şirket bünyesinde asgari ücretle çalıştığını belirterek gerekçe ile hüküm içerisinde çelişki yaratılmak suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu-
Borçlu tarafça, dilekçe ile icra müdürlüğüne başvurarak satışın durdurulması talebinde bulunduğu anlaşıldığından, satış gününden makul süre önce satış öğrenilmiş olduğunun sabit olduğu, bu durumda salt tebliğ işleminin usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshine karar verilemeyeceği-
Mükerrer kaydının iptali istenilenin, -dava tarihi itibariyle- sağ ve ergin(reşit) bir kişi olduğu, nüfus kütüğüne oğlunun iki kez kaydedilmiş olması davacı annenin haklarını -dolaylı da olsa- etkileyeceğinden mükerrer kaydın iptalini istemekte hukuki yararı bulunmakla birlikte; kamu düzenini de ilgilendiren böyle bir davayı, kaydının iptali istenen kişinin açmasının gerekeceği-
Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaların, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerli olduğu-Kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu-Kira sözleşmesinde "süresinde yatırılmayan kira paralarının aylık %3 gecikme tazminatı ile tahsil edileceği ve ikinci yılın kirası 1.11.2009 tarihinden itibaren aylık net olarak %10 oranında artış yapılacağı" kararlaştırılmış olup, kiracı davalının tacir olmadığı anlaşıldığından, gerekirse bilirkişi incelemesi de yapılmak suretiyle davacının talebinin değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Tarafların, uygulanacak faiz oranını belirlerken, 6098 sayılı TBK'nun 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorunda olduğu, davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK'nun 120/2. maddesine düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının %100 fazlasını aşamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.