İlama dayalı olarak ilamsız takip yapılamayacağından, ilamda yer alan alacak kalemlerinin ilamsız takibe konulmasının mümkün olmadığı-
İcra tutanağına geçen beyanında «borçlunun gayrimenkulden tahliye edilmesine ilişkin talebimizden vazgeçiyoruz» şeklinde beyanda bulunmuş olan alacaklı vekilinin bu suretle hakkın özünden feragat etmiş olduğu, aynı takibe devam edemeyeceği–
Borçlunun icra dairesine yaptığı itiraz üzerine takibin durmuş olmasının şikayetin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi, davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesine neden olunması hakkın kötüye kullanılması olup, hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
Davalının borçlunun kardeşi olması, takibin başlamasına müteakip borçlu tarafından tüm sürelerden feragat edilerek, kesinleştirilmesi, maaş haczinden başka işlem yapılmamış olması olguları karşısında davalıların haksız oldukları sabit olduğundan, yargılama sırasında borcun ödendiğinden konusuz kalan davada yargılama giderinin davalılar aleyhine hükmedilmesi gerekeceği-
Borçlunun şikayetinin derdest olup olmadığı ya da önceki kararın kesin hüküm teşkil edip etmediği değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, belge içeriğinin ilgili yasa maddesinde yazılı vasıfta bulunmadığı, ancak alacaklı vekilinin cevabında kadın yönünden 28.04.2004 tarihine kadarki birikmiş nafakadan feragat edildiği, takibin de 28.04.2004'ten sonraki kadın ve çocuk için ödenmesi gereken nafaka alacaklarına yönelik başlatıldığı , kabulü nazara alınıp gerektiğinde bilirkişiden rapor alınarak, fazla talebin bulunup bulunmadığı tetkik edildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunması ve icra takibi sonuna kadar haklarında birlikte takip yapılması gerektiğinden asıl borçlu hakkında verilen iflas erteleme kararının, ipotek veren üçüncü kişi yönünden de sonuç doğuracağı- İcra takibinin sadece ipotek veren aleyhinde devam edilerek ipotek konusu taşınmazın satışının gerçekleştirilemeyeceği- İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerde ipotek veren üçüncü kişi ise asıl borçlu ile üçüncü kişi arasında İİK'nın 149 ve 149/b maddesi hükümleri gereğince şekli bakımdan zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu-
İlamda faize ilişkin hüküm bulunmaması halinde, alacaklının karar tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz istenebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.