Borçlunun şikayetinin derdest olup olmadığı ya da önceki kararın kesin hüküm teşkil edip etmediği değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, belge içeriğinin ilgili yasa maddesinde yazılı vasıfta bulunmadığı, ancak alacaklı vekilinin cevabında kadın yönünden 28.04.2004 tarihine kadarki birikmiş nafakadan feragat edildiği, takibin de 28.04.2004'ten sonraki kadın ve çocuk için ödenmesi gereken nafaka alacaklarına yönelik başlatıldığı , kabulü nazara alınıp gerektiğinde bilirkişiden rapor alınarak, fazla talebin bulunup bulunmadığı tetkik edildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunması ve icra takibi sonuna kadar haklarında birlikte takip yapılması gerektiğinden asıl borçlu hakkında verilen iflas erteleme kararının, ipotek veren üçüncü kişi yönünden de sonuç doğuracağı- İcra takibinin sadece ipotek veren aleyhinde devam edilerek ipotek konusu taşınmazın satışının gerçekleştirilemeyeceği- İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerde ipotek veren üçüncü kişi ise asıl borçlu ile üçüncü kişi arasında İİK'nın 149 ve 149/b maddesi hükümleri gereğince şekli bakımdan zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu-
İlamda faize ilişkin hüküm bulunmaması halinde, alacaklının karar tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz istenebileceği-
Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği-
Tazminat isteminin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğradığı ve tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımının uygulanacağı- Tazminat davasının, ceza kanunları gereğince süresi daha uzun zamanaşımı süresine tabi, cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş olması halinde, ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı ve somut olayda ise tazminatı gerektiren dava konusu olayla ilgili davalı hakkında ceza davası açılmış ve yapılan yargılama sonucu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinden dava, ceza zaman aşımına tabi olup, dava tarihi itibariyle henüz ceza zaman aşımı süresi dolmadığı için ilk derece mahkemesince esas incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davanın zaman aşımından reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde; limitin aşıldığı yönündeki şikayetler dışında tüm şikayetlerin, İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında olup yasal yedi günlük süreye tâbi olduğu-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ya da ipotek verene takip yöneltilip asıl borçlu hakkında takip yapılmamış ise bu durum kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından HMK. mad. 124/3 uygulaması ile anılan kişinin sonradan takibe dahil edilmek suretiyle eksiklik giderilebileceği-
Boşanma kararının "eklentisi" olan yoksulluk, iştirak nafakası, maddi-manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücreti de aynı kurala tâbi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerektiği- Takip talebi ve icra emrinin toplam alacak hesaplamasından sonraki açıklama kısmında dayanak ilam hükmünün belirtildiği görülmüş olup, takibe konu olan nafakaların "tedbir nafakası" niteliğinde olduğu anlaşıldığından anılan nafakanın tahsili için takip dayanağı ilamın kesinleşmesinin gerekmeyeceği-
Dava konusu senedin hem rakamla hem de yazıyla olan kısımlarında miktarının ''yirmi milyon'' olduğu, senedin tanzim tarihinde ''TL'' para birimi geçerli olduğundan, senedin ''TL'' üzerinden düzenlenmiş olduğu, 01.01.2005 tarihinde ''YTL'' para birimi uygulamasına geçilmiş ve para biriminden altı sıfır atıldığından dolayı takip tarihi itibarıyla senetteki miktardan altı sıfır atılması gerektiği için senedin takip tarihi itibarıyla miktarının 'YTL'' ye eşdeğer ''20'' TL olarak kabulü gerektiği  ve bu durumda mahkemece dava konusu senedin belirtilen bu miktara (20 TL) vade tarihinden itibaren hesaplanacak faizi de gözetilerek belirlenecek miktar üzerinden davanın reddine, bakiye kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.