Hukuki yararın davanın açıldığı tarih itibariyle mevcut olması yeterli olmayıp, dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar hukuki yararın devamı gerektiğinden, mahkemece, üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın reddine karar verildiği, bu durumda, davalı-karşı davacı alacaklı vekili tarafından açılan tasarrufun iptali davasının, başlangıçta mevcut olan hukuki yarar ortadan kalktığından, hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu borcun trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminata ilişkin olması halinde borcun "takip tarihi"nde ya da "aciz vesikasının düzenlendiği tarih"de değil, "haksız fiilin meydana geldiği tarih"te doğmuş sayılacağı–
Borçlu tarafından yapılmış bir tasarrufun bulunmadığı ge­rekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
6183 sayılı yasadan kaynaklanan tasarrufun iptali davası-
Davalılar arasında bulunan ticari ilişkinin tasarruf tarihi itibariyle ulaştığı miktar belirlenerek, bu miktarın İİK. mad. 280/son gereğince, ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamı veya mühim bir kısmını oluşturup oluşturmadığı hususu araştırılması ve belirtilen durumda, satın alan şirketin, ‘borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul olunacağı’ şeklindeki karinenin mevcudiyeti de nazara alınarak, karinenin aksinin ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatı ile çürütülebileceğinin gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK 277 vd.na dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemi- Davalı üçüncü kişinin "borçluyu tanıdığı, arkadaşı olduğu, onun zor durumda olması nedeniyle evinde bulunan paraları verdiğini" beyan etmesi karşısında, tanışıklık ispatlanıp İİK m. 280 şartları oluştuğu- Bononun her zaman düzenlenen ve istenilen tarihte vade konulmasınun mümkün olduğu, davalılar arasında bono tanzimi ve icra takip işlemlerinin davacının alacağını etkisiz hale bırakmaya yönelik muvazaalı olduğu-
Davacının kooperatifin ihyasını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, ilk derece mahkemesi gerekçelerinin yeterli ve istinaf sebeplerini de karşılar nitelikte olduğu, hükümde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davanın sonuçları arasında, o davada hükmedilebilecek alacak için girişilecek takipler, o takipler sebebi ile açılabilecek tasarrufun iptali, istihkak ve muvazaa davalarının da olduğu, bu kapsamda istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı-
Bozma ilamında taşınmazın dava dışı bir kişiye (5.kişiye) satılmış olması nedeniyle taşınmazı borçludan satın alan 3.kişi ile ondan satın alan 4. kişinin taşınmazı ellerinden çıkardıkları tarihteki gerçek değer ile sorumlu tutulmaları gereğine değinilmesine karşın mahkemece eksik inceleme yapıldığı anlaşılmış olup mahkemece dava konusu taşınmazın davalı 3.kişinin elinden çıktığı tarih ile davalı 4.kişinin elinden çıktığı tarihlerindeki gerçek (raiç) değeri ile ilk tasarruf tarihine kadar tahakkuk eden vergi asılları ile bunların işleyecek faiz ve eklentilerinin tespiti için, uzman bilirkişilerden rapor alınarak, bu davalıların, tespit edilen vergi borcu ile sınırlı olacak şekilde taşınmazın ellerinden çıktığı tarihteki gerçek değerlerinden sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerektiği-
Davacı tarafından borçlu hakkında takip işlemi yapılmış olmasına, davacının davalı borçlunun adına kayıtlı dava konusu taşınmazlardaki hissesi ile miras paylarını çocukları olan diğer davalılara devretmesine, davalı tarafından ileri sürülen istinaf sebeplerinin İİK 265. maddesinde belirtilen sebeplerden olmamasına ,tasarrufun iptali davasının ön koşullarının oluşup oluşmadığı hususunun mahkemece yapılacak yargılamada sırasında değerlendirilmesi gereken hususlardan olup davanın esasını ilgilendirmesine, davalılar arsındaki akrabalık nazara alındığında İİK 281/2 ve devamı maddesindeki ihtiyati haciz şartlarının somut olayda bulunduğuna göre, dosya kapsamına, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlara, yasal gerektirici nedenlere göre mahkemesince ihtiyati haciz kabul kararına yönelik olarak yapılan itirazın reddine ilişkin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu- Öte yandan davalılar vekili teminatın düşük olduğunu, icra takibinin 275.239,88 TL miktar ile açıldığını, bu miktar üzerinden teminat alınması gerektiğini ileri sürmüş ise de, eldeki dosyada davacı alacak miktarını 10.000,00 TL olarak belirtilmiş ve mahkemesince bu miktar üzerinden %15 tutarında teminat alınmıştır. Söz konusu teminat davanın kısmi dava olarak açılıp, bu aşamadaki değerine göre yerinde olmakla birlikte ileride dava değerinin arttırılması ile birlikte teminat miktarının da arttırılması mümkün olduğundan bu aşamada teminata ilişkin yapılan istinaf talebinin de reddi gerektiği-
Dava konusu taşınmazların tasarruf tarihindeki gerçek değerlerinin mahkemece taşınmazların bulunduğu yerde keşif yapılarak belirlenerek, alınacak bilirkişi raporu çerçevesinde tasarrufun iptaline ya da tasarrufun iptali talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.