İstinaf başvurusuna ilişkin olarak davacının davadan feragat etmesi nedeniyle, yerel mahkeme ilamının düzeltilmesi ile esasa ilişkin olarak feragat nedeniyle davanın esastan reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Mahkemece, davacının alacağının kredi sözleşmesinden doğduğu, dava dışı kooperatifin ipotek işleminin bundan önce olduğu, borçlu tarafından yapılmış bir tasarruf işlemi de bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davalı-borçlu ile diğer davalı üçüncü kişinin aynı sektörde faaliyette bulunmaları nedeniyle, birbirlerini tanıdıklarından, davalı üçüncü kişinin, diğer davalı borçlunun mali durumu ile alacaklılarını zarar kasdını bilen veya bilebilecek kişilerden sayılacağı-
Dava konusu taşınmazın 08.12.2014 tarihinde borçlu tarafından değil, A.K. tarafından davalı V.G.' ye devredildiği, bu durumda borçlunun yaptığı bir tasarruf bulunmadığından davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devamla esastan karar verilmesinin hatalı olduğu-
Temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı ve HMK'nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasından dolayı, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği-
Dava konusu aracın bedeli borçlu tarafından ödenerek oğlu olan 3. kişi adına satın alındığı, aracın daha sonra borçlunun yeğeni olan 4. kişiye satıldığı, satışların muvazaalı olup İİK'nın 277 vd.maddeleri uyarınca iptalinin gerektiği-
Borçlunun iflas etmiş olması halinde, dava dilekçesinin bir örneğinin iflas idaresine gönderilerek, davaya dahil edilmesi gerekeceği-
Tasarrufun borç doğmadan önce gerçekleşmesi halinde, tasarrufun iptali davasının "ön şart yokluğu" nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
4. HD. 21.02.2024 T. E: 2021/20599, K: 1835
Davalının taşınmaz satışı için ödediği ve belgelediği bedele göre taşınmazın satış bedeli ile rayiç bedeli arasında fahiş fark olmadığı ve borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu da ispatlanmadığından bahisle verilen bozma ilamı sonrasında bu davalı yönünden dava tefrik edilerek onun davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.