Genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın İİK'nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemi-
Dava dışı asıl borçluya kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı kefilin yapmış olduğu ödeme dışında tekrar kredi kullandırıldığının ispatlanamaması ve dava dışı kefilin yapmış olduğu ödeme ile davalı kefillerin de sorumluluklarının sona ermesi ve davalıların imzalarının bulunmadığı sözleşmelerden sorumluluklarının olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Davalıların, dava dışı şirket ile davacı banka arasında imzalanan ........... tarihli genel kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil oldukları, davalı kefillerin imzaları bulunan sözleşme içeriğinde çek yaprağı ve teminat mektubu nedeniyle depo bedelinden sorumlu olacağına ilişkin hüküm bulunmadığı halde mahkemece davanın bu yönden kısmen kabul edilmesinin doğru olmadığı- Dosyadaki bilgilerden takibe konu borçların, asıl borçlu ile davalı şirket arasında üç ayrı kredi sözleşmesine dayandığı, ne var ki davalı kefillerin sadece tek bir sözleşmeye kefil olduklarının anlaşıldığı, o halde mahkemece bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiden yerinde inceleme yaptırılmak suretiyle rapor alınarak davalıların kefalet imzası bulunan kredi sözleşmesi kapsamında takip tarihi itibariyle kredi borçları bulunup bulunmadığı belirlenip, sorumlu olacakları miktar tespit edilerek karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz talebine dayanak kredi sözleşmesinde asıl borçlunun ticaret şirketi olduğu, kredi sözleşmesinin ticari niteliğinin bulunduğu, aleyhine ihtiyati haciz talep olunan borçluların ise bu kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatını haiz oldukları görüldüğünden, tüketici mahkemesinin görevli olduğundan söz edilemeyeceği-
Davacı, kendi sorumluluğunda olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı icra inkar tazminatının yarısının rücuan tahsili için açılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, davacı icra inkar tazminatının yarısını ödemeyi kabul edip, davalıyı ibra etmesi ve belgenin düzenlenmesi sırasında herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeyip, çekincesiz şeklide ödemelerde bulunduğundan, sonradan davalı hakkında icra takibi yaparak talepte bulunmasının hukuken dinlenmeyeceği-
İcra takibinde yetkiye ve borca itiraz edildiğinde itirazın iptali davası açılması hali yapılan itirazın yersizliğini amaçlar. Bu bakımdan mahkemece İİK.’ nun 50. maddesi gereğince öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın incelenir. İcra dairesi yetkili ise işin esası incelenir. Takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılırsa, borcun esasına yönelik itiraz incelenmeden takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle dava reddedilir. Anılan yön gözetilmeksizin yazılı biçimde davanın reddine karar verilmiş olmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davacı hakkındaki haczin ihtiyati haciz olmaması, kesin haciz olması ve davacının da haciz tutanağında açık borcu kabul beyanına göre, kesin haciz sırasında verilen beyanın borcun ikrarı olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Takibin iptali nedeniyle menfi tespit davası konusuz kalsa bile mahkemece dava tarihi itibariyle haklılık durumu üzerinde durularak vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin gerekeceği-
Üç adet takibe yönelik itirazın iptali istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.