Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı (kadın) yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olup; Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1) ve manevi (TMK .md. 174/2) tazminat takdiri gerekeceği-
Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğundan, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddinin doğru olmadığı-
Davalı babanın velayeti fiilen kullanmaması ve “kardeşlerin birbirinden ayrılmaması ilkesi” gereğince, velayetlerinin anneye verilmesi gerekeceği-
Boşanma - Ziynet Alacağı
8. HD. 21.02.2018 T. E: 2016/7875, K: 2568-
Davacı-davalı (koca) nın, eşini sevmediğini söylediği ve evlilik birliğine ilişkin yasal yükümlülüklerini yerine getirmediği, davalı-davacı (kadın)' dan kaynaklanan evlilik birliğini temelinden sarsacak nitelikte maddi bir olayın varlığı kanıtlanamadığı, koca tamamen kusurlu olduğundan, dava açmakta haklı olmayıp davanın reddi gerektiği; kadının davasının kabulünün gerektiği-
Davacının ziynet alacağına yönelik talebi reddedildiği halde davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorunda olduğu-
Ziynet eşyalarının gram ve nitelikleri tek tek belirtilmediği gibi bedele hükmedilirken de her birinin değeri tek tek gösterilmeyip, tamamının toplam bedelinin hükme yazıldığı, aynen iadesi mümkün olmayanların bedelinin ödenmesi yönüne gidileceğinden, hüküm altına alınan ziynetlerin her birini gram nitelikleri ile değerinin hüküm yerinde ayrı ayrı gösterilmesinin, hükmün infazı bakımından gerekli ve zorunlu olduğu-
Ziynetlerin iadesi talebi, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakkı niteliğinde olmayıp, adi istihkak niteliğinde olduğundan ve mülkiyet hakkına dayandığından Türk Medeni Kanununun 178. maddesindeki zamanaşımına tabi olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.