Tanzim yeri bulunmayan senedin kambiyo vasfı bulunmadığı- İcra takibine konu alacak hangi zamanaşımı süresine tâbi ise, icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde de aynı zamanaşımı süresi uygulanacağı- Kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belge adi senet hükmünde olduğundan, on yıllık zamanaşımına tâbi olduğu- Takip konusu senet yönünden, şikayet tarihi itibariyle, bu sürenin dolmadığı ve dolayısıyla zamanaşımının gerçekleşmediği-
Bonoda keşideciye karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu; istihkak davasının zamanaşımını kesmeyeceği-
Mehil belgesi alınmak üzere yatırılan nakit teminatın nemalandırılamayacağına ilişkin bir yasal düzenleme bulunmadığı, Harçlar Kanunu'nun 36. maddesinin 1. fıkrasının ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra Anayasa Mahkemesinin kararı ile iptal edilmiş olduğu - Söz konusu paranın nemalandırılmasının borçlu ve alacaklının menfaatine uygun olması karşısında verilen iptal kararının henüz kesinleşmemiş eldeki şikayet yönünden de uygulanarak icra müdürlüğünce teminatın nemalandırılmasına karar verilmesi gerektiği- İstinaf incelemesine konu kararın, İİK'nın 36. maddesi uyarınca tehiri icra teminatının nemalandırılması talebinin reddine ilişkin memur işlemini şikayete ilişkin olduğu- İİK'nın 363. maddesinde sayılan kesin nitelikte kararlardan olduğu HMK'nın 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu anlaşıldığı- Davacı vekilinin kesin hükme yönelik istinaf başvurusunun reddinin gerektiği-
Mahkemece, takipte talep edilebilecek işlemiş faiz miktarı ve işleyecek faiz oranı hakkında, takibe dayanak yapılan kredi sözleşmesi, ipotek akit tablosu ve hesap kat ihtarı da dikkate alınarak, Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alındıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus hakkında bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi istemine ilişkin uyuşmazlıkta kesinlik sınırının takip talebindeki alacak miktarına göre değil, şikayet tarihindeki dosya hesabına göre belirleneceği-
Mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı tarafından zamanaşımını kesen işlemlerin yapıldığı ve üç yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İİK. mad. 165 uyarınca, iflas davalarında karar verildikten sonra davadan feragat edilmesi mümkün değil ise de, taraflarca iflas kararına esas borcun davalı tarafından karar tarihinden önce ödendiği beyan edildiğinden, bu beyanlar üzerinde durularak, ödemeye ilişkin belge ve delillerin değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, borçlunun zamanaşımına yönelik şikayeti kabul edildiğine göre; İİK.'nun 71.maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken; takibin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidildiği-
Menfi tespit davasının zamanaşımını keseceği ve kararın kesinleşme tarihine kadar zamanaşımının işlemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.