İİK'nin 282. maddesi gereğince davalı borçlu ve borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan üçüncü kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu- İptal davaları için kanunda özel bir düzenleme öngörülmediğinden davanın HMK'nın 6. maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerektiği; aynı Kanun'un 7/1. maddesi gereğince de davalı birden fazla ise davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği-
İstinaf mahkemelerinin hukuki denetim yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak tahkikat sonucuna göre yeniden karar verme yetkisini haiz olan bir hüküm mahkemesi olduğu kabul edilirken, diğer taraftan da söz konusu hükümle bir nevi eksik inceleme gerekçesiyle dosyanın mahalline geri gönderilmesinin kabul edildiği- Dar istinaf sisteminin amacına uygun olarak istinaf mahkemelerinin hukuki denetim görevini yerine getirirken gerektiğinde yeniden tahkikat ve inceleme yapmalarına imkân verecek bir uygulamanın benimsenmesinin ancak ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine konu olacak verilerin bulunmaması hâlinde ise tahkikatın yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesi gerektiği- Olaya ve maddi delillere en yakın olan mahkemenin ilk derece mahkemesi olduğu-
Mahkemece davanın reddine dayanak gösterilen Türk Medeni Kanununun 289. maddesindeki "5 yıllık" hak düşürücü süre 7.10.2009 tarihli 27369 sayılı resmi gazetede yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 25.06.2009 gün ve 2008/30 esas, 2009/86 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olup bu husus dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulamayacağı-
Tazminat davası-
S.S.K. na bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tesbiti istenilen hizmetin sona erdiği tarihi izleyen 10 yıl içersinde açılmasının zorunlu olduğu, 10 yıllık sürenin, hak düşürücü nitelikte olduğu, davacının aynı iş yerinde çalışmaya devam etmesi, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı gibi, hak düşürücü sürenin kesilmesinin veya durmasının da mevzu bahis olmadığı-
Dava konusu markayı, borçlu şirketten devir (satın) almış olan üçüncü kişi şirket ile borçlu şirketin ortaklarının ve temsilcilerinin aynı kişiler ve kardeş olmaları halinde, davalı üçüncü kişinin borçlunun durumunu ve alacaklılarını ızrar kasdını bildiği farzedilerek yapılan satış işleminin -İİK. 280/I uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Tüzel kişi olan kooperatif ile üyeleri arasındaki davaların kooperatifin ikametgahı addolunan mahal mahkemesinde görülmesinin gerektiği-
22. HD. 19.02.2019 T. E: 2017/20312, K: 3656-
Davanın "hile" hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu; taşınmazın davalı tarafından diğer davalıya danışıklı olarak temlik edildiğinin ileri sürüldüğü, hile olgusunun saptanması halinde, taşınmazın davalı tarafından diğer davalıya danışıklı olarak devredilip edilmediğinin değerlendirilerek bir karar verilmesinin gerekeceği-
11. HD. 21.04.2016 T. E: 2015/9383, K: 4515-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.