Çekişme konusu taşınmaz kaydının davalı taraf adına oluşumunun illetten yoksun olduğu, bu nedenle yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu iddiasına dayalı olduğu açık olup bu tür davaların mülkiyet hakkına dayalı olarak her zaman açılabileceği kabul edildiğinden davaya dayanak icra takip dosyası aslı evrak arasına alınarak, davacıya yapılan  ödeme emrinin 19.03.2012 tarihinde tebliğ edildiğinin tespitine ve tebligat tarihinin bu şekilde düzeltilmesine yönelik kesinleşmiş mahkeme kararına istinaden icra takip dosyasında ne gibi işlem yapıldığının denetlenerek yolsuz tescil iddiasının araştırılıp karar verileceği-
Şikayet dilekçesi kapsamına göre; şikayetçi borçlu vekili, kendisine yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu açıkça ileri sürmediği halde, mahkemece, şikayet dilekçesinde dayanılan vakıaların dışına çıkılarak, kamu düzeniyle ilgili olmayan, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da bulunmayan; "satış ilanının şikayetçi vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi" nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesinin doğru olmadığı- Tebligat yapılacak vekilin o yerde geçici olarak bulunmadığı tebliğ şerhinde belirtildiğinden yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu-
Davacı bankanın icra takibine ve davaya konu alacağının davacı ile dava dışı kişi arasında imzalanan Banka Kredi Sözleşmesinden kaynaklandığı ve bu niteliği ile likit nitelikte olduğu düşünülmeden hükmolunan toplam miktar üzerinden davacı banka lehine İİK.’ nun 67/2. maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu talebin reddinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayan ilgilisine ait olup, ihalenin feshini isteyen şikayetçinin, kendisine ya da vekiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu da, ayrıca ve açıkça ileri sürmediği sürece, bu hususun kamu düzeninden olmadığından, mahkemece re'sen fesih nedeni olarak incelenemeyeceği-
Borçlu şirketin, kıymet takdiri ile satış ilanı tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle, ticaret sicilinde kayıtlı yeni ilan edildiği halde, bu adresi yerine borçlu şirketin eski adresinde yapılan kıymet takdiri ile satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu- İİK'nun 127. maddesi gereğince, satış ilanının borçluya tebliği zorunlu olup, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemesi veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Borçlu şirkete Teb. Kan. mad 35 uyarınca, tebligat yapılabilmesi için, adresin borçlunun ticaret sicil adresi olması, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, borçlu şirketin adresten taşınması veya adresin kapalı olması nedeni ile tebligatın yapılamamış olması gerektiği- Noterde yapılan sözleşmede belirtilen adrese Teb. Kan. mad 35/4. maddesine göre tebligat çıkartılamayacağı-
Borçlu şirkete ödeme emri tebliğinin 7201 sayılı TK'nın 21/1. maddesi gereğince ‘" muhatap adresi kapalı olması sebebiyle en yakın komşu/kapıcı/yönetici A. beyden sorulmuş, muhatabın kapalı gittiği beyan edilmiş, imzadan imtina edilmiştir. Tebligat ... Mahalle muhtarı imzasına teslim edilmiş, olup 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmıştır. Ayrıca en yakın komşu/kapıcı/yöneticiye haber verilmiştir." şeklinde şerh verilerek .......... tarihinde tebliğ edildiği, bu hali ile tebligatın TK'nun 21/1. maddesine aykırı olduğu, her ne kadar şirketin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemekte ise de, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, Dairemiz uygulamalarında TK.nun 21/1. maddesinin tüm koşullarının sıkı bir şekilde uygulanmayacağı belirtilmiş olmakla beraber bunun haber verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağının, haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, buna göre haber verilen kişinin isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmemesi sebebiyle anılan tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine açıkça aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğunun anlaşıldığı-
Şirketin fesih ve tasfiyesine ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesinden sonra, borçlu şirketin, tasfiye memurları tarafından temsil edilmesi gerektiğinden, tasfiye memuru yerine kayyım tarafından borçlu şirket temsilcisi sıfatı ile şikayette bulunulmasının yasal düzenlemelere aykırı olduğu- Borçlu şirket adına ve şirket adresine tebliğ edilip usulsüzlüğü öne sürülen ödeme emri tebliğ tarihinden önce mahkeme dosyası üzerinden borçlu şirketi temsilen kayyım tayin edilip edilmediği, şirketin kayyımla temsil edilip edilmediği araştırılması ve araştırma sonucunda, tebligat tarihinde, borçlu şirketin kayyımla temsil edildiğinin belirlenmesi halinde, kayyım tayin edilen tarihten sonrası için borçlu şirkete ilişkin tebligatların, şirket kayyımına yapılması gerekeceğinden, bizatihi şirket adına ve adresine tebligat yapılmasının yok hükmünde olacağı-
Borçlu tarafça, dilekçe ile icra müdürlüğüne başvurarak satışın durdurulması talebinde bulunduğu anlaşıldığından, satış gününden makul süre önce satış öğrenilmiş olduğunun sabit olduğu, bu durumda salt tebliğ işleminin usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshine karar verilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.