Ortaklığın giderilmesi davalarının “iki taraflı” davalardan olduğu, vekili bulunan taraf yararına -bu taraf davalı da olsa, davacı da olsa- avukatlık ücreti takdir edilmesi gerektiği -
30.01.2012 tarihinde açılan eldeki davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. vd. maddeleri hükmü gereğince belirsiz alacak davası olduğu, davacı vekilinin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ecrimisil talebinde bulunduğu halde, yanılgılı değerlendirme ile davacı vekilinin ıslah dilekçesine karşılık davalı vekilinin yapmış olduğu zamanaşımı itirazının dikkate alınarak ıslah tarihi itibariyle bir kısım ecrimisil talebinin zamanaşımına uğradığından bahisle davacı taraf yararına eksik ecrimisile hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı-
Karar düzeltme talebinin yerinde olup olmadığını irdelemek görevi Yargıtay’ın ilgili dairesine ait olduğundan, icra mahkemesince ‘karar düzeltme talebinin reddine’ karar verilemeyeceği—
Beş adet bağımsız bölümle ilgili ortaklığın satış suretiyle giderilmesi isteğine ilişkin davada, her bir bağımsız bölüm için ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekeceği-
Ortaklığın giderilmesi-
İntifa hakkı sahiplerinin taşınmazın “paydaşı” sayılmayacağı, bu nedenle ortaklığın giderilmesi davası açıp “taksim” ya da “satış” isteyemeyeceği -
Yolsuz tescil iddiasına dayalı davaların TMK.'nun 1024 ve 1025. maddesi hükmü uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak her zaman açılabileceği-
Paydaşların hepsinin kabul etmesi halinde, paydaşlardan bir kısmının paylarının şuyulu bırakılarak, taşınmaz malın taksimine karar verilebileceği -
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmenin ve ona satış bedelinden pay vermenin mümkün olmadığı- Davaya konu parseller üzerinde muhdesat niteliğinde evler ve ağaçlar olduğu keşfen belirlenmiş olup davalılar vekili taşınmazlar üzerindeki muhdesatların davalılara ait olduğunu beyan ettiği, davacı vekilinin muhdesat iddiasını kabul ettiği; davalılar R.E., R.İ. ve Ş.Ö.'in muhdesat iddiasını 13.03.2012 tarihli duruşmadaki imzalı beyanları ile kabul ettiği ancak diğer davalı A.F.Ö.'in buna ilişkin beyanı alınmadığı- Arzın ve muhtesatların değerlerinin ayrı ayrı tespit edilerek muhdesatın toplam değere oranı konusunda bilirkişiden rapor alındığı, beyanı alınmayan diğer davalının muhdesata ilişkin beyanı sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- 

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.