Kural olarak cari hesap ve kredi sözleşmelerinin İİK. nun 68/b maddesinde yazılı belgelerden olmadığı ve alacağın varlığı yargılamayı gerektiğinden icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasının istenemeyeceği, ancak, İİK. nun 150/a maddesi ile İİK. nun 68/b maddesinin bu kuralın istisnalarını oluşturduğunu-
Mahkemece, alacaklının, borçlu olduğu ilamlı takip dosyasına, alacaklı tarafından yapılmış bir ödeme olup olmadığının araştırılması, ödeme varsa, ödenen miktarın iadesinin, İİK'nun 40. maddesi uyarınca; alacaklının, borçlu olduğu ilamlı takip dosyasından geri istenebileceğinin gözetilmesi, ilamlı takip dosyasına yapılmış bir ödeme yoksa, genel haciz yolu ile ilamsız takibin dayanağı olan “ibraname” başlıklı belgenin, İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalının aynı sözleşmeden kaynaklı cezai şart talebi ve ayrıca bir kısım dergilerin gönderim sırasında kaybolması nedeniyle uğradığı zararları talep etmesinin mahsup niteliğinde olduğu ve yargılamanın her aşamasında itiraz olarak ileri sürülebileceği-
Ödeme emri tebliğ edilmediğinden henüz itiraz hakkı doğmamış olup İİK.269. maddedeki itiraz ve ödeme sürelerinin işlemeyeceği- Borçlunun haricen icra takibini öğrenip, icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredici hükümleri karşısında sonuç doğurmayacağı-
«Takip konusu senedin teminat senedi olduğu»nu ileri sürmenin «borca itiraz» niteliğinde olduğu—
Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekeceği-
İcra takibinin kesinleşmesinden önceki dönemde mirasın reddedilmiş olduğu hususunun maddi hukuka dayalı bir borca itiraz sebebi olduğu; nitekim bu hususun Hukuk Genel Kurulunun 19.11.2014 tarihli ve 2013/12-2240 E., 2014/929 K. sayılı kararında da benimsenmiş olduğu- Somut olayda borçlunun takibin kesinleşmesinden önce TMK'nın 606. maddesine göre alınan mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğine ilişkin sulh hukuk mahkemesi kararını, ödeme emri tebliğinden itibaren yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirmediği anlaşılmakta olup, bu durumda takibin kesinleşmesinden sonra mirasın reddine ilişkin mahkeme kararı icra dairesine sunularak hacizlerin kaldırılmasının istenemeyeceği-
Borçlu şirket yetkilisinin kim olduğunu belirten ticaret sicil gazetesindeki ilanın üçüncü kişilerin iyi niyetinin korunması ve onlara karşı ileri sürülebilmesi bakımından önem taşıdığını, borçlu şirket yönünden ise bu kararın alındığı tarihten itibaren bağlayıcı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.