Davacıya isabet eden 2 adet bağımsız bölümün kiraya verilmediği ve davacı talebiyle D. İş sayılı tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporunda davacıya isabet eden bağımsız bölümlere ilişkin eksik işlerin tespit edildiği ve henüz yapı kullanma izin belgesinin alınmadığı anlaşıldığından, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davacıya isabet eden bağımsız bölümlerin tesliminin gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceği-
Mahkemece, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyulmasından sonra taraflara varsa ellerindeki delillerin tümünü sunması konusunda iki haftalık kesin süre verilmiş, ancak taraf vekillerine kesin süreye uyulmamasının sonuçları ihtar edilmediğinden, mahkemece usulüne uygun olarak verilmiş bir kesin sürenin varlığından söz edilemeyeceği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Teslimi kabul edilmeyen belgeler yönünden davalı isticvap edilip, bu konudaki beyanı alınıp, tüpleri teslim alan kişilerin davalı çalışanı olup olmadığı belirleneceği- Davalı şirketin kararlaştırılan cezai şartı ödemesinin ekonomik yönden mahvına sebep olup olmayacağının belirlenmesi gerektiği- Talep dışına çıkılarak davalı/karşı davacının cari hesap alacağının hüküm altına alınamayıp tarafların takas-mahsup taleplerinin değerlendirilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Cezai şartın asıl borcun akıbetine bağlı olduğu, asıl borç geçersiz ise bunun mueyidesi olan cezai şartında geçersiz olduğu - tek taraflı özellikle işçi aleyhine cezai şart öngören hizmet sözleşmelerinin bu kısmının geçersiz olup sonuç doğurmayacağı-
Davacının dava tarihinden önce noter kanalıyla davalıyı temerrüde düşürdüğünü, ıslah dilekçesinde temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ettiği ve temerrüt tarihi ile dava tarihinin aynı olduğu anlaşılmakla mahkemece kabul edilen miktara temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar vermesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tazminat davası-
Mülk sahibi ile alıcı arasında gayrimenkulün satışına aracılık yapıldığına dair komisyon sözleşmesi gereğince, davalı tarafından taşınmazın satış bedelinin % 3’ü oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin taahhüt edildiği; sözleşmenin tamamlanmasından sonra haksız olarak alımdan vazgeçmiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 3'ü oranında tellallık ücretinin davalı alıcı tarafından ödemesi gereken tellallık ücreti olup, davalının alıcı sıfatıyla sözleşme gereğince üstlendiği ücreti ödemekle yükümlü olduğu- Bunun dışında talep edilen % 3’ü oranındaki kısmının ise cezai şart niteliğinde bulunduğu- Davalı tacir olmadığından, TBK. mad. 182/son gereğince, hakimin fahiş gördüğü cezai şartları re'sen tenkis etmesi gerektiği ve ceza koşulunun fahiş olup olmadığının, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmesi ve hüküm altına alınan ceza miktarının, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespit edilmesi gerektiği- Davalının sözleşmenin tamamlanmasından sonra haksız olarak taşınmazı almaktan vazgeçmiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 3’ü oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin yanında geri kalan % 3’ü oranındaki cezai şarttan da indirim yapılarak davalının sorumlu tutulması gerektiği-
Ticaret kanununun 2. Maddesinde ticari meselelerin kanunen muteber mukaveleler ve böyle bir mukavele olmadığı surette ticaret kanunlarının sarahat veya delaletiyle halledileceği yazılı olduğu ve 647. maddesinde de mukavele sırasında maktu zarar ve ziyan olarak tesmiye kılınan teblağ müteahhidünlehin taahhüdün ifası halinde istihsal edeceği menfaat bedelini tecavüz etse dahi mahkemece miktarının tenzil edilemeyeceği musarrah bulunduğu ve bu maddede kanun vazıı tecavüzün nisbetini tayin ve tahdide lüzum görmediği cihetle bu sarahat ve ıtlak muvacehesinde münhasıran ticari olmayan hadiselere tatbik edilmesi icap eden Borçlar Kanununun 161. maddesinin son fıkrasının ticari muamelelere teşmiline imkan bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.