Uyuşmazlık, gayrimenkul telalığı iddiasından kaynaklandığından, dava konusu çekin iddiaya konu edilen bu ilişki nedeniyle verildiği, TBK’nun 520/III. maddesi gereğince gayrimenkul tellallığı akti yazılı şekilde yapılmadıkça muteber olmayacağından ve bu şekil geçerlilik şartı olduğundan geçersiz akde dayanarak tellallık ücreti istenemeyeceği ve geçersiz sözleşmelerde herkesin aldığını iade ile yükümlü olacağı-
Davacının davaya konu kredi kartının kefili konumunda olduğu, sözleşmenin incelenmesinden davacının sözleşmede sorumlu olacağı azami miktarın belirtilmemiş olduğunun anlaşıldığı, 818 sayılı B.K.'nın 484 ( 6098 sayılı T.B.K.'nın 583-1. md.) uyarınca kefalet limitinin belirtilmemesi sebebiyle kefalet sözleşmesi geçersiz olduğundan mahkemece davanın bu nedenle reddi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirir ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nun geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı kanununun geçici 2. maddesi yollanmasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 5236 sayılı kanunun 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Borçlu şirket tarafından açılan menfi tespit ve kötü niyet tazminatı davasında, davanın kabulü ile davacı borçlunun borçlu olmadığının tespitine ve icraya konu çekin bedelsiz kaldığının tespitine karar verildiği, bu davanın takipten sonra açıldığı ve bahsi geçen kararın, icra mahkemesinde yargılama devam ederken verildiği ve verilen söz konusu kararın, icra mahkemesi kararı tarihi itibariyle dahi kesinleşmediği, icra mahkemesince karar verilmeden önce, menfi tespit davasında verilen kararın, alacaklı banka lehine bozulduğu görüldüğünden, icra mahkemesine başvuru tarihi itibariyle verilmiş ve kesinleşmiş bir menfi tespit kararı olmadığından ve icra mahkemesinde yargılama devam ederken, menfi tespit davası sonucunda verilen ve daha sonra bozulan bir kararın esas alınamayacağından, takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı bonoya ciro yoluyla hamil olduğundan keşideci ile lehtar arasındaki şahsi def'ilerin hamile karşı ileri sürülebilmesi için 6762 sayılı TTK'nun 599. maddesi uyarınca hamilin kötü niyetle senedi iktisap ettiğinin ispatı gerektiği-
İİK. 265/I’de geçen ‘ihtiyati haczin dayandığı sebepler’in sadece İİK’nun 257. maddesindeki ihtiyati haciz kararı verilmesinin koşullarına ilişkin olmadığı; söz konusu alacağın tahsilini bazı koşullara bağlayan ve yasaklayan kamu hukuku karakterli, emredici yasa hükümlerinin de dikkate alınması gerekeceği–
Menfi tespit istemine konu icra takibinin dayanağı olarak “Y” kodlu faturalar gösterilmiş ise de, davalının takip konusu borcun endekse dayalı tüketim faturalarından kaynaklandığını savunduğu, itirazın iptali davalarında olduğu gibi icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında da, davalı takip alacaklısının takip talebinde belirttiği borç sebebi ile bağlı olduğu, "Y" kodlu faturalar usulsüz enerji kullanım halinde düzenlendiği hâlde, eldeki menfi tespit davasında takibin tüketim endeksine dayalı faturadan kaynaklandığının ileri sürülmesi mümkün olmamakla birlikte, borç sebebinin takip talebinde sehven "Y" kodlu fatura olarak bildirildiği düşünülecek olsa dahi, bu durumda davalının tüketime dayalı fatura nedeniyle tahakkuk ve tahsil yetkisinin bulunmadığı, davacının menfi tespit talebinde haklı olduğu-
Banka dekontlarındaki ödemenin, başka bir senede yönelik olduğu yolundaki savunmanın iddia eden tarafça ispatı gerektiği-
Tüketici finansmanı konut kredisi kapsamında tesis edilen ipotek ve bu ipoteğe dayanılarak başlatılan takipten kaynaklanan menfi tespit davasında, davacı tarafın dava konusu bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğundan davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.