Menfi tespit davası-
Davacı borçlu talimatla yapılan haciz sırasında borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunmuştur. Davacının, kesinleşen takip nedeniyle uygulanan haciz sırasındaki kabul beyanının cebri icra baskısı altında yapıldığı kabul edilemeyeceği gibi, davacının borcu kabul ettikten sonra “takibin dayanağı çeklerdeki imzanın kendisine ait olmadığını” ileri sürmesi MK.’ nun 2. maddesinde öngörülen iyi niyet kuralına aykırı olduğundan dinlenemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde “davanın kabulüne” karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Dava konusu çekteki imzanın şirketin önceki yetkilisine ait olması (çekin keşide edildiği tarihte çeki düzenlemiş olan kişinin şirketi temsile yetkili olmaması) halinde, şirketin çekten dolayı sorumlu olmayacağı–
Şirketlerin yemin edebilmesi için yemin davetiyesinin şirketin kendisine veya yetkili organlarına usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi ve yemin gününde de şirketin temsil ve ilzama yetkili temsilcisinin yemin etmesiyle icra olunacağı, somut olayda davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir yemin davetiyesine dosya içerisinde rastlanılmadığı, bu durumda dosya içeriğine uygun olmayan usulsüz yemin gerekçe yapılarak adı geçen şirket yönünden davanın kabulünün doğru olmadığı-
Konusunda uzman teknik bilirkişi ve bankacılık konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla banka kayıt ve defterleri ve davalı bankanın internet bankacılığı ile ilgili sistemleri üzerinde inceleme yaptırılarak, internet üzerinden harcamaların nasıl yapıldığı, 3D güvenlik sistemi kullanılıp kullanılmadığı, davacının söz konusu harcamalarda kusurunun bulunup bulunmadığı, son teknolojik gelişmeler de gözetilmek suretiyle, davalı bankanın internet bankacılığı ile ilgili alınabilecek tüm önleyici tedbirleri alıp almadığı, davalı bankanın hafif de olsa kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda Yargıtay denetimine açık, hüküm kurmaya elverişli, rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda sözleşme hükümleri esas alınmak sureti ile eksik iş bedeli ve dolayısıyla bankanın sorumluluğu belirlenmiş olup, mahkemece bilirkişinin belirlemiş olduğu miktara göre davalının sorumluluğunun belirlenmesi gerekeceği, zira davacı davalı şirketten aralarındaki sözleşme hükümleri ile özellikleri belirtilmiş bir adet daire satın almış olup, bunun altında bir malzeme ve işçiliği kabule zorlanamayacağı, o halde mahkemece, bilirkişinin sözleşme hükümleri esas alınarak belirlemiş olduğu eksik iş bedeline göre davalının sorumluluğunun tespiti gerekirken, aksi düşünceyle ve geçici site yönetimin eksik işler için davacının yapmış olduğu ödemelere ilişkin bildirmiş olduğu rakam esas alınarak davalının sorumluluğunun belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
"İİK'nın 265. maddesi uyarınca; tarafların bu uyuşmazlıkta ancak mahkemenin yetkisine, teminata veya ihtiyati haciz kararının dayandığı delillere itiraz edebileceklerini, borçlunun ise borcun tamamına itiraz ettiğini, taleplerinin ileride açılacak eda veya menfi tespit davasının konusu olabileceği" gerekçesiyle verilen "itirazın reddine" dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Menfi tespit davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesine göre, hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.