Kredi sözleşmesinin müteselsil kefili tarafından verilen teminat senedinin tahsili hakkında yapılan takip ile birlikte, tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile, borçlu hakkında kredi sözleşmesine dayanılarak yapılan ilâmsız icra takiplerinde «borçlu olmadıklarının tesbitine» dair açılan davanın, genel nitelikte bir tesbit davası olmayıp, İİK’nun 72. maddesinde yazılı «olumsuz tesbit davası» niteliğinde olduğu–
Çeke ciro yoluyla hamil olan asli müdahil H. A. yönünden davacının borçsuzluğuna karar verilebilmesi için öncelikle bu şahsa karşı açılmış bir dava bulunmasının ve şahsın çeki kötüniyetli olarak iktisap ettiğinin iddia ve ispat edilmesinin gerekeceği-
Davaya konu ibranamenin üstündeki imzanın ters olarak atılmış olmasının ve imza üzerinde kaşe bulunmasının, ibraname başlıklı belgenin geçersiz olduğu sonucunu doğurmayacağı-
İcra Mahkemesi'nin ilamsız takibin kesinleştiği yönündeki gerekçesinde bir isabetsizlik yok ise de, bu alacağın takas mahsuba konu edilebileceği yönündeki kabulü, dosya alacağının alacaklılara ödenmesi anlamını taşıyacağından, anılan tedbir kararına aykırılık oluşturacağı; bu durumda Mahkemece takas mahsup isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Asıl ve birleşen menfi tespit davası-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, mahkemece davalı defterlerinin incelenmesi için gereken delil avansının yatırılması davacı tarafa yüklenmişse de her iki tarafın da kendi defterlerini delil olarak göstermesi ve 6100 sayılı HMK'nun 324. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesine göre aynı delile her iki tarafın birlikte dayanması halinde delil avansının yarı yarıya taraflardan alınacağı yönündeki hükmü dikkate alınarak ara karar oluşturulması gerekeceği-
İhtiyati haciz talebinin, ihtiyati tedbir kararından önce olduğu; bu durumda mahkemece, ihtiyati haciz talebinin yapıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri ile vekalet ücreti hakkında bir karar verilmesi gerekmekte olup, "menfi tespit davasında alacaklının ihtiyati haciz talebinde bulunamayacağı" gözetilmeden, "ihtiyati haczin menfi tespit davasına bakan mahkemeden isteneceği" yolundaki yanılgılı gerekçeyle, yargılama gideri ve vekalet ücretinin ihtiyati haciz isteyene yükletilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasının red ile sonuçlanması üzerine bu dosyada yatırdığı teminatın davalı alacaklıya ait sayılacağı ve borçludan alacaklı olan başka bir kişi tarafından bu teminat parası üzerine haciz koydurulamayacağı-
Davanın kira bedelinin olmadığına dair menfi tespit istemine ilişkin olduğu- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.