İcra Mahkemesi'nin ilamsız takibin kesinleştiği yönündeki gerekçesinde bir isabetsizlik yok ise de, bu alacağın takas mahsuba konu edilebileceği yönündeki kabulü, dosya alacağının alacaklılara ödenmesi anlamını taşıyacağından, anılan tedbir kararına aykırılık oluşturacağı; bu durumda Mahkemece takas mahsup isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Asıl ve birleşen menfi tespit davası-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, mahkemece davalı defterlerinin incelenmesi için gereken delil avansının yatırılması davacı tarafa yüklenmişse de her iki tarafın da kendi defterlerini delil olarak göstermesi ve 6100 sayılı HMK'nun 324. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesine göre aynı delile her iki tarafın birlikte dayanması halinde delil avansının yarı yarıya taraflardan alınacağı yönündeki hükmü dikkate alınarak ara karar oluşturulması gerekeceği-
İhtiyati haciz talebinin, ihtiyati tedbir kararından önce olduğu; bu durumda mahkemece, ihtiyati haciz talebinin yapıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri ile vekalet ücreti hakkında bir karar verilmesi gerekmekte olup, "menfi tespit davasında alacaklının ihtiyati haciz talebinde bulunamayacağı" gözetilmeden, "ihtiyati haczin menfi tespit davasına bakan mahkemeden isteneceği" yolundaki yanılgılı gerekçeyle, yargılama gideri ve vekalet ücretinin ihtiyati haciz isteyene yükletilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasının red ile sonuçlanması üzerine bu dosyada yatırdığı teminatın davalı alacaklıya ait sayılacağı ve borçludan alacaklı olan başka bir kişi tarafından bu teminat parası üzerine haciz koydurulamayacağı-
Davanın kira bedelinin olmadığına dair menfi tespit istemine ilişkin olduğu- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesi hükmü uyarınca menfi tesbit davasında borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi için alacaklının davayı kazanması yeterli olmayıp, ayrıca ihtiyati tedbir kararı dolayısıyla alacağını geç tahsil etmesi gerekeceği -Davaya konu icra dosyasının incelenmesinden, 16.04.2014 tarihinde alacaklı vekiline kısmi ödeme yapıldığı anlaşıldığından, somut olayda davalı aleyhine infaz edilmiş bir tedbir kararı bulunmadığından davalı yönünden alacağın tahsilinin geciktirilmesinden söz edilemeyeceği -
Menfi tespit ve ipoteğin fekki” davası- İpotek resmî senedine göre "... bağımsız bölümün, ...’ın kullanacağı krediler için ... TL’ye kadar teminat olarak davalı banka lehine süresiz olarak ipotek verilmesi ve yine ipotek senedinin devamında , “…bu ipoteğin lehine ipotek verilen borçlunun alacaklı bankaya olan kredi borcunun yanı sıra, kaynağına bakılmaksızın sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme v.s.’den kaynaklanan asaleten veya kefaleten sorumlu olduğu tüm borçlarının da teminatını teşkil ettiği" ifadesinin yer alması- İpotek senedine göre, davacılara ait taşınmazın dava dışı kişinin üçüncü kişilerin kullanacağı kredilerden dolayı kefaleten sorumlu olduğu borçların da teminatı olup olmadığı-
Davacının, davalının senede dayalı olarak takibe geçtiğini oysaki kendisinin demans teşhisi ile vesayet altına alındığını, davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ederek açtığı davada, mahkemece dava konusu 14/03/2007 tanzim tarihli senedin düzenleme tarihi itibari ile davacının fiil ehliyetine haiz olduğunun Adli Tıp raporu ile tespit edilmesi üzerine davacının senet tanzim tarihinden sonra vesayet altına alındığı anlaşılarak, davacının iddiasını ispat edemediğinden davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.