Çeklerin davalı banka tarafından kötüniyetle devralındığının ispatlanamaması nedeniyle banka bakımından tedbir isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalıların zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak alacak talebinde bulunduğu, bu nitelikte bir senedin ancak yazılı delil başlangıcı olarak değerlendirilebileceği, bu bonoya dayalı olarak hak iddia eden davalıların murisleri ile davacı arasındaki bono bedelince ödünç para verildiği hususunun diğer delillerle kanıtlaması gerektiği, davalıların murisine senetteki miktar kadar davacıdan alacaklarının olduğu hususunu kanıtlayamadıkları gerekçesiyle takip konusu bonodan dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, yasal şartları bulunmadığından davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK’nın 68/a hükmünde HUMK’un 309,I’e atıf yoktur. Bu nedenle icra mahkemesinde alınan rapora göre genel mahkemede açılan menfi tespit davasında karar verilemez. Adli Tıp Kurumu dışında konusunda uzman başka bir kurum veya kuruluştan yeniden bilirkişi raporu alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
BK’nun 53.maddesi uyarınca ceza mahkemesinde verilecek kararın iş bu davayı etkileyeceği mümkün bulunmasına göre dava sonucu beklenip oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetli olmadığı-
Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı, teminat yatırılarak icra takibinde uygulanmadığından ve davalının da icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu sabit olmadığından taraf vekillerinin icra tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkindir Yargıtayın bozma kararına uyulması ile oluşan ve bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak, ikincisi bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haktır. Bozma kararına uymuş olması halinde mahkeme, bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapmak zorundadır...
Takip dosyasındaki garanti sözleşmelerindeki imzaların eli ürünü olmadığı iddiasına ilişkin olarak yukarıda belirtilen Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporlar dikkate alındığında imzaların eli ürünü olduğu anlaşılmakla garanti sözleşmelerinin geçerli olduğu- Davacı tarafından defter incelemesi talep edilmiş ise de; asıl borçlu yönünden alacağın varlığına ilişkin olarak kesinleşmiş mahkeme kararının bulunduğu, bu hali ile alacağın varlığına ilişkin olarak yeniden inceleme yapılamayacağı-
Tedbir kararının İİK’nun 72/2.maddesine dayalı olarak takipten önce verilmiş olduğu hallerde, alacaklı ihtiyati tedbir kararına konu olan bonolarla ilgili olarak borçlular hakkında takip yapamayacağından, mahkemece teminat yatırılıp yatırılmadığı belirlenerek, yatırıldığının belirlenmesi halinde ihtiyati tedbire konu bonolar yönünden takibin iptaline karar vermesinin gerekeceği-
İİK 72. Maddesi uyarınca açılan bir menfi tespit davasında mahkemece davacının borçlu olmadığı miktarın belirlenip hüküm altına alınması gerekirken, davanın müspet tespit davası gibi yorumlanarak borçlu olduğu miktar belirtilerek hüküm kurulmasının doğru olmayacağı-
«Malen» kaydını taşıyan senedin «şirket ortaklığının sona ermesi üzerine, şirketteki mal ve eşyalardan davacının payına düşen bedele karşılık kendisine verildiğini» savunan davalı alacaklının bu beyanının senedin tâlili niteliğini taşımayacağı–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.