BK’nun 53.maddesi uyarınca ceza mahkemesinde verilecek kararın iş bu davayı etkileyeceği mümkün bulunmasına göre dava sonucu beklenip oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetli olmadığı-
Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı, teminat yatırılarak icra takibinde uygulanmadığından ve davalının da icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu sabit olmadığından taraf vekillerinin icra tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanan istirdat istemine ilişkindir Yargıtayın bozma kararına uyulması ile oluşan ve bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak, ikincisi bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haktır. Bozma kararına uymuş olması halinde mahkeme, bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapmak zorundadır...
Takip dosyasındaki garanti sözleşmelerindeki imzaların eli ürünü olmadığı iddiasına ilişkin olarak yukarıda belirtilen Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporlar dikkate alındığında imzaların eli ürünü olduğu anlaşılmakla garanti sözleşmelerinin geçerli olduğu- Davacı tarafından defter incelemesi talep edilmiş ise de; asıl borçlu yönünden alacağın varlığına ilişkin olarak kesinleşmiş mahkeme kararının bulunduğu, bu hali ile alacağın varlığına ilişkin olarak yeniden inceleme yapılamayacağı-
Tedbir kararının İİK’nun 72/2.maddesine dayalı olarak takipten önce verilmiş olduğu hallerde, alacaklı ihtiyati tedbir kararına konu olan bonolarla ilgili olarak borçlular hakkında takip yapamayacağından, mahkemece teminat yatırılıp yatırılmadığı belirlenerek, yatırıldığının belirlenmesi halinde ihtiyati tedbire konu bonolar yönünden takibin iptaline karar vermesinin gerekeceği-
İİK 72. Maddesi uyarınca açılan bir menfi tespit davasında mahkemece davacının borçlu olmadığı miktarın belirlenip hüküm altına alınması gerekirken, davanın müspet tespit davası gibi yorumlanarak borçlu olduğu miktar belirtilerek hüküm kurulmasının doğru olmayacağı-
«Malen» kaydını taşıyan senedin «şirket ortaklığının sona ermesi üzerine, şirketteki mal ve eşyalardan davacının payına düşen bedele karşılık kendisine verildiğini» savunan davalı alacaklının bu beyanının senedin tâlili niteliğini taşımayacağı–
Tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporunda faiz yönünden tercihli rapor düzenlenmiş olup mahkeme kararında alacak isteminin hangi nedenler ile kabul edildiği ve hangi faiz ve oranının esas alındığı hususunda her hangi bir açıklama ve gerekçe bulunmadığının anlaşıldığı, mahkemece, yasanın aradığı anlamda ve denetime uygun gerekçeli bir kararın mevcut olmaması nedeniyle, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığı-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
"Travertenlerin menşeine dair air taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı", "montajın davacı tarafından başka bir firmaya yaptırıldığı", "davalı tarafından davacıya 5 adet fatura düzenlendiği, buna karşılık davacıdan 5 adet çek alındığı", "davalı defterlerinde davacıdan alacak göründüğü, "iddianın davacı tarafından ispatlanamadığı" gerekçeleriyle menfi tespit davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.